''aşkım bugün yemek de ne var''
sesim salatalıktan kısıldı
''senin taş var'' cevabını duyamaz oldum
midyeci reşit geçmez oldu kapının önünden
çaycı yine boş bardak krizinde
üç beş salak başımda,
boyaların rengini karıştırır oldum
içkiye yatırdığım yüz milyonlar koymaz oldu gidişin kadar
yaz ortasında üşürüm çift kazak üzerimde anadan doğma
ikili koltuğun altını bile kesmedim zulayı almak için
istanbul dan kaçak gelen viskileri bile içmedim
yorganın üstüne adını yazdım;altındaysa tek gözümden yaş geldi
dör yoldan göle inerken kendimi piç ilkerden farksız hissettim
gece yarısı amelelerin çektiği tele vurdum başımı düştüm boşluğuna
olimpiyat(delinin lakabı) geri vitese takmaz oldu sen gideli
turunçgiller(bir gurup öğrenciye takılmış creatif lakap) ceketleri çıkardı
bülent abi ''yapın satalım dikin çatalım'' felsefesini yapmaz oldu
osmanın cebindeki malboro suya düştü alıp içen olmadı
sahte analar babalar türedi buralarda
aşk olsun tutana...
bir ilçe düşün ey makbersiz kız,
hepsi yalancı
bir okul düşün birileri hancı birileri yolcu
bir adam düşün ey makbersiz kız
marsta astronot
bir hayat düşün ey makbersiz kız
kullum poğaça börek kek
motosikletten takım elbiseyle hayaline daldım ey makbersiz kız
hem çaldım hem söyledim orospuların terliğine döndüm
kıvırcık saçlı orta anadolu delikanlısıyım
bozkırın ortasında buğulanır gözlerim
berlin motelin manzarasıyla devirdiğim sahorş masalar boş bir efes şişesi şimdi
kuzuların sessizliği(kurşun rengi ford marka arabası olan gizemli bir adam)
ve abaza ercan yanımda duran,halimi hatrımı soran
ikiye böldüğüm adem elması çürür yazık ettin yazık
bacanak kıyımı senin yaptığın
şeker ismail(ayol eğilimlere sahip 40lı yaşlarda bir adam) ve sezai belki de senin taptığın
uyan kızım ayşe teyze travması yaşadığın
direnirim kira kontratosu ya da ev arkadaşımın üstündeki elektirik saati içimden sökülen
aylardır kirlenen çizgili bornozun kuşağı gibiyim
bir kaşar manifestosu dinlediğim burcularda(mahalle ağzı kullanan bir üniversite öğrencisi)
hiç geçmedi adın ve kalbimdi tek başına sabaha karşı ekmek dolabından arakladığın.
akşam olmuş kısık kısık sırıtır yine orhan usta dilinde yağ hikayesi
yarabbim darkada kendime kafa attırasım gelir bu neyin nesi
yapma çiçeklerin altında oturan kaymakam göbek çıkarır orası neresi sanki karpi karpi
öznesi kaybolmuş bir şehirdeyim hafızam yitik biraz
biraz da kültür doslukta kazıklanan conan(üniversitede koyu cüneyit arkın havasında takılan genç)
hikayesi
unuttum adının baş harfini kayıp ,neydi uzun ince tarfi tulayın t'si
gözüme takılan ne batak gano ne mezuniyet partisi
bu aşk böyle yürümez dedim içime kapandım yüreğim kırgın
ayakkabıyla daldım salona iki yumurta kırdım tencereye
sonra silinmedi yüreğimin pası ,bacaklarım bıngıl bıngıl etti
bardak çanak koymadım evde yokluğunda hepsi duvarda patladı
göl yolunda hıçkıra hıçkıra koştum peşimde hayalin bir de arsız köpek çetesi
burnu yırtık spor ayakkabbın geldi aklıma dağıtmak istedim mutsuzluğumu
kendime saygım vardı hani bu yüzden beyaz gömleğe düşkünlüğüm
imanıma düdüklüde günlerce pişen nohut tat vermez
gökte yıldız bir de ay
tek eksik tülay inadına inadına
eski testinin suyu soğumaz,mutfakta dolap ,odada mühendislik harikası(made in kayseri patentli bir eşya rafı)
tek eskik tulay
tavanda teksas şapka ,tezgahta sinir eden çaydanlık,
tek eksik tulay
çantada mektup ve anılar tek tip yine
tek eksik tulay
alaattinde döner kavşak, üniversitede pastane
tek eksik tulay
almanya da enişte, pendikte mustafa
tek eksik tulay
elbette konyada şükrü,istanbulda erdiyang(erdem adının çinçe telafuzu)
tek eksik tulay
böyle uzayıp gider bursa-izmir yolu üstü boş altı dolu
yenişehir kapıda ziya he ya he ya
gözlerimin rengi kayar gider dolu dolu
hazır değilim ey makbersiz kız
olamaz bu aşkın ne başı ne de sonu
sınav arifesi gölcükten baskına gelen pala olamazsın sen
hastanenin önünde racon kesen fahrettin abi olamazsın sen
ayağına ütü düşen kayserili olamazsın sen
yidim mi yimedim mi pazarlığı yapan köristanlı recep olamazsın sen
udunu satan adi emre olamazsın sen
off offf olamazsın yapamazsın
''ayağım ağrıyor'' bahanesiyle çay koymayan aciz mustafa olamazsın sen
kanka kelimesini lugatten silen ayşegül
üçüncü gözü yalayıp yutan ızdırap duygu olamazsın
çünkü sen çünkü sen
şimşek gibi çakan,güneş gibi yakan,rüzgar gibi uçuran hayatsın ,oksun, yaysın tülaysın...