konuşurken daldan dala atlayan insan

entry3 galeri
    ?.
  1. iki ihtimal var.

    birincisi; tarzandır!

    -... neyse baba tuttum bunu, sonra da dedim ki... ya abicim ama sen bi durmuyosun ki, götün başın ayrı oynuyo, bi laf anlatıyoz şurda ya!
    +konuş konuş, dinliyom ben seni, aaaaa aaa aaooaoaaa
    -mehtabını sikiim senin...

    ikincisi; odaklanma özürlüdür, bir konuya sabitlenemez, anlattıkça aklına başka şeyler gelir, biraz ondan, biraz öbüründen anlatır, hiçbirini tamamlayamaz, hepsini merak edersiniz ve işin sonunda, anlatılan onca şeyden, hiçbir bok anlamazsınız.

    mesela bu örneğe birebir uyan bir rifat abi vardı bizim, kendisiyle çok sohbet etmişliğim vardır ama hiçbirinde de bir sikim anlamadım, bugünlerde de çok küfrediyorum, afedersiniz.. e ama ne yaparsınız, hayat kötü, söyletiyor insanı, bir de 'devir kötü, kolla götü' diye bir şey var, atasözü gibi, çok sağlam ve doğru bir laf, kulağa küpe edilesi bir nasihat, gerçi küpe olayını bizim toplum biraz yanlış algılıyor, yok efendim erkek adam küpe takar mı, yok efendim yakışıkalır mı... lan ne var sanki, ben takmıyorum ama takanları da takmıyorum yani, bana ne, isteyen istediğini takar değil mi? hay allah taktım bu takma kelimesine ha, normalde böyle takıntılı değilimdir, yani bazı takıntılarım vardır ama böyle değil yani.
    mesela iş yerinde kendi bardağımdan başkasını kullanmam, bu bir takıntıdır, fakat gel gör ki taner'in de benim bardağımı kullanma takıntısı var, ne zaman çay içecek olsam, bardağımı onun masasında buluyorum.
    zaten sigara olayını da abarttılar bizim iş yerinde, sinirler gergin, neymiş efendim, günde en fazla dört kere sigara içmeye çıkacakmışız. yek yeaa, başka bir arzunuz? lan böyle saçma bir kural olur mu yahu? devlet dairesi mi lan burası?
    kaldı ki devlet dairelerinde bile böyle sıkıntılar yok, başka sıkıntılar var gerçi ama bu kadar saçma değil, mesela geçen su faturası yatırmaya gittim, eşşek sudan gelinceye kadar anlatamadım derdimi, meğersem elimdeki elektrik faturasıymış, sonradan ayıktım, aşık mısınız beyfendieeeaa diye çemkiren bir kadın vardı orda, çok korktum aşktan.

    aşktan korkmazdım eskiden, dünden beri korkuyorum ama o kadın yüzünden değil, bir konsere gittim, daha doğrusu görevliydim konserde ve orda seyircilere yer gösteren görevlilerden biri... çok güzeldi lan, içime içime bakıyordu, nerde olduğumu unutturdu birden bana, adı başakmış, hemen gittim öğrendim, konser boyu mütemadiyen kesiştik, en çok o kesti, en ok ben parçalandım her zamanki gibi...

    tam o sırada muazzez abacı çıktı sahneye, arkadaş ne ses var hatunda yahu, inletiyor resmen, 'beeen de bir zamanlaaaar sevildiiiim ammmaaaa seninkiii düpedüüüz vurgun sayılıııırrrr... hey yavrum hey, salon yıkılıyordu yeminle.
    bu şarkı da sağlam şarkıdır yalnız, herkesin ezberinde, cemal safi'ye aittir sözleri, zaten cemal safi üstadın şiirleridir, ezbere bildiğimiz birçok şarkı, mesela 'ya evde yoksan' mesela 'imkansız -seni görmem imkansız rüyalarım olmasa- mesela 'eskici', 'rücu' ve daha neler neler, ama herkes bilmez, ezbere bildiği şarkıların aslında kime ait olduğunu, daha ne üstadlar var böyle, büyük eserlere imza atmış ama adı duyulması gerektiği kadar duyulmamış...

    gerçi duyulsa ne olacak değil mi?, ülkemizde sanata verilen değer belli, sanatçıysan açsındır, bir de diyorlar ki ab'ye giricez... lan sen önce sanatın, sanatçının değerini bil mankafa...

    üfff sıkıldım, ne diyordum? heh işte konuşurken böyle daldan dala atlayan adamlara uyuz olurum, iki saat konuşurlar, konuşurlar, konuşurlaaar fakat dediklerinden hiçbir şey anlaşılmaz, uzak durmak lazım...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük