bence müthiş bir film. harika bir görsellik, üst düzey bir gerilim, iyi oyunculuklar, güzel sahneler, insanı ikilemde bırakabilecek bir son... çok kaliteli bir gerilim filmi.
--çok fena spoiler--
film dedektif teddy ve ortağı chuck'ın, denizin ortasında bulunan, hapishane görünümlü akıl hastanesine orada kaybolan bir kadın hastanın durumunu soruşturmak için gitmesini ve bundan sonra orada dedektiflerin yaşadığı esrarengiz olayları anlatıyor. insanı sürekli gelen ve ikilemlerde bırakan sahneler izliyoruz. film'De kadının odasından nasıl kaçtığı kafayı kurcalıyor ilkin. çünkü odadan kaçıp gitmek ve bunun da üstüne dışarı'daki fırtınalı hava'da, bir ada'da yaşayabilmek imkansız gibi bir şey. bunun üstüne "67 numaralı mahkum kim?" yazan bir not buluyorlar kaçak hastanın odasında. teddy halüsülasyobnlar görmeye başlıyor. eski karısını görüyor. hatta o zamanlar önceden savaştığı 2.dünya savaşında yaşadığı şeyleri görüyor. sonrasında ada'da dolaşan teddy noyce ve oda'dan kaçan mahkum olduğunu iddaa eden bir kadınla karşılaşıyor değişik yerler'De ve onlarla filmin sonunda ikileme düşmemizi sağlayacak konuşmalar yapıyor. özellikle kadınla yaptığı konuşma çok ilginç. sonrasında filmin finalinde doktorlar teddy'e onun orada uzun zamandır bulunduğunu, ona normale dönmesi için bu kaçak hasta gibi olayları kendilerinin düzenlediğini, onu şizofreniden kurtarmak için oyun yaptıklaını anlatır. yani ada'daki herşey bu hastayı (teddy) iyileştirmek için bir oyundur. teddy zamanında akli dengesi normal olmayan eşinin çocuklarını göl'De boğması ve üstüne'De karısını bunun için öldürmesiyle bütün bunları bilinç altına itmiştir. bu ada'daki en tehlikeli hasta da kendisidir.
bütün bunları böyle kanıksadıktan sonra teddy'nin mağaradaki kadınla yaptığı konuşma aklına geliyor insanın. kadın doktor buranın düşündüğü gibi bir yer olmadığını anlatıyor. onların verdiği şeylerin senin halüsülasyonlar görmene yol açacağını, bir süre (36 saat) sonra bunların etkisini göstereceğini, sana deli dendikten sonra senin deli olmadığını anlatamayacağını çünkü delileri kimsenin dinlemeyeceğini, senin deliliğine delalet olması için geçmişindeki sorunları kullanacaklarını söylüyor. film'Deki bir çok şeyin bununla örtüşmesi de insanın kafasını kurcalıyor. gerçi filmin finalinde gösterildiği gibi olması çok yüksek ihtimal (bunun için bir çok kanıt ve ayrıntı var flmde) ama küçük de olsa bir açık kapı (kadın sanrı olabilir ama söyledikleri şüpheye düşürüyor) var.
film görsel olarak da şahane. mesela teddy'nin gördüğü rüyalar'da göz banyosu yapıyoruz, c koğuşunda silent hill tadı alıyoruz. gösterilen ada başlıbaşına bir gerilim unsuru. teddy ve chuck'ın mezarlıktaki sahnesi de çok iyiydi. göl'De yaşanılan korkunç olayın gösterildiği sahne de çok etkileyiciydi. teddy'nin mağaradaki konuşması, final'De teddy'nin chuck'ın doktor olduğunu öğrendiği sahne ve teddy'nin o andaki mimikleri, film'De bulunan bir çok detay (mesela hatane'De kadın su içmek istediğinde aslında elinde bir şey bulunmaması. yani kadın sadece içer gibi yapıyor), sürekli kafa karıştırıp düşünmeye sefketmesi diğer güzel sahneler ve ayrıntılardı.
oyunculuklar da çok iyiydi. mesela leonardo di caprio müthiş bir performans çıkarmış. diğer oyunculuklar da çok iyiydi. zaten senaryo çok iyi olunca, onlar da senaryoya kaptırıp gitmiş. bunların haricnde müzik de müthişti. arada duyduğumuz, izmir feribotlarında çıkan sese benzeyen siren sesi de filme ayrı bir gerginlik katmış.
kısacası mükemmel bir film. ama sinema'da ama ev'De farketmez. eğer gerilim filmlerinden hoşlanıyorsanız kaçırmayın diyorum.
teddy - "endişelenme ortak bizi yakalayamayacaklar"
chuck - "haklısın biz onlara göre fazla zekiyiz"