kendi babası okumasına izin vermediği için oğlunun olası başarılarıyla gururlanabilmek adına oğlu ile girdiği şöyle bir diyalog sonrası başını büküp hiçbir şey dememesi, oğluna kızamaması..
b: baba
ll: liber libera
sene: 2008
dangalak ll üniversiteyi yeni kazanmış, otogarda istanbul'a uğurlanmaktadır.
b: hadi oğlum, oralarda bizi utandırma güzel güzel oku okulunu.
ll: öff tamam baba ya.
b: okulu öyle okudum diye okuma yok, oraya gittin madem birinci olarak bitirmelisin.
ll: ne birinciliği baba ya, sen hayatında nerde birinci oldun da benden birincilik bekliyorsun?
b: ...
evet, küçük bir ilçenin dandik lisesinden, hukuk fakültesini kazanmasına rağmen babası tarafından o fakülteye yollanmamış bir babanın oğluyum ben. askere gitmeden evlendirilmiş, askerden gelişiyle inşaatlarda çalıştırılmış, sonradan kendi çabalarıyla yedek öğretmenlikten ilçedeki bir devlet kurumunun müdürlüğüne yükselmiş, kültür, bilgi birikimi olarak benim yanında bir hiç olarak kalacağım adamın oğlu. dünyada tek bir kişinin kalbini kırmamış, kalbi kendi oğlu tarafından onarılamayacak kadar ağır bir şekilde kırıldığı halde boynunu büküp bunu oğlu üzülmesin diye oğluna çaktırmamış bir babanın..
neden sevmeyeyim ki? içim kan ağlıyor baba, belki sen çocuktur deyip çoktan unuttun ama, umarım bir gün senden özür dileyebilirim.