universite hayatımı yarılamış birisi olarak bu universite olayında uyandığım iki sağlam gerçek vardır temelde parça pinçik gerçeklerde vardır ama bu ikisi esastır. ilk olarak öss de herkesin ağız birliği etmişçesine üniversiteyi bir kazan gerisi gelir sonrası düşünme mantğının yanlışlığıdır insan öss ye öyle bir hazırlanıyorki hayatının geri kalan kısmında yani kalan 40-50 yıllık ortalam zamanı geçireceği mesleği seçmek hakkında bilglendirilmiyorsunuz bile kapagı at yeter .ikinci mantık universite özgürlük gez ,toz, ders çalışmadan geç. kızlar teklif ediyor muhabbetleri filan ki çok paranız yoksa ve herhangi bir mühendislik bölümdeyseniz odunlukta tavan yaparsınız . ve olay şundan ibarettirki üniversiteyi kazanmak bir dağa tırmanmak gibidir tam tırmanırsınız bir bakarsınız kafanınız kaldırıp ondan daha yüksek sıra dağlar sizi bekliyor ve öss nin hayatınıza verdiği kesinlik şu puanla şu bölüm mantığından kurtulmanız zaman alır yani hiç bir şey kesin değildir kimisi çok çalışır çabalar sertifika yığar iş bulamaz kimisi gezer tozar sağlam bir tez çakar iş bulur tam hayatın kendisidir universite hala ben tatmin olmadım diyorsan
(bkz: düz ovada yağmurdan kaçılmaz)
(bkz: göte giren şemsiye açılmaz)