bu aşk platonikse, o dünyanın en yakışıklı/güzel insanıdır ve aşık olunabilecek bir sürü özelliği vardır. mesela bakışları.. Uzaktan bakarsın, her hareketini izler, yaptığı bir mimiği, en ufan bir gülümsemeyi bile kaçırmak istemezsin ama tetiktesindir aynı zamanda. o senin olduğun tarafa doğru öylesine bir bakış dahi atsa hemen çevirirsin gözlerini başka bir yere.. korkarsın ona olan aşkını anlamasından ve ona tekrar öyle uzun bakamamaktan.. çünkü sana göre sen ona göre değilsindir ve hiç bir zaman senin ona karşı hissettiklerini o sana karşı hissetmeyecektir.. sanki yüzünden, gözlerinden ona olan aşkın akıyormuş gibi göz göze gelmekten korkarsın, sanarsın ki her göz teması sonun olacak.. Yanından geçerken mümkünatı yok bakamazsın onun oldğu tarafa.. öylesine bile baksa sana kendi kendine küfürler etmeye başlarsın 'bu sefer kesin anladı!! bir daha hiç bakmıcam ona' dersin ama bunların senin uydurduğun şeyler olduğunu, hiç bir zaman söznde duramıcağını bildiğin halde söylersin durmadan.. bitip bitmeyeceği ya da ne zaman biteceği belirsiz bu yolda yürümeye devam edersin başkalarına aldırmadan, seversin onu uzaktan.. Çook uzaktan..
*hiçbir şey yüreğimi okşamadı o sıcak bakışların gibi ve hiçbir şey incitmedi verdiğin acı kadar.. oysa ki tüm üzüntümü yakıyordu bakışların, düşmüştüm sensizliğin bilinmezliğine, bunu da bilmedin!...*