geçenlerde yaşadığım ve dehşete düştüğüm bir olayı anlatarak, bu kız hakkında detaylı bilgi vermek ve bu şekilde sürtünmesindeki esrarengiz sır perdesini aralamak istiyorum.
bir takım temaslarda bulunmak adına 29d hat numaralı maslak otobüsüne binmiştim. otobüs fazlasıyla sıkışıktı, lakin birkaç dini bütün genç aramızda pek yaş farkı olmamasına rağmen, sırf ayakta kuran okumayayım diye yer vermişti. onlara teşekkür ederek oturmuştum. bir durak sonra binen yaşlı amcaya ise yer vermiştim ve doğal olarak tekrar ayakta yolculuk etmeye başladım.
beşiktaş dolaylarına yaklaştığımız zaman, otobüs iyice dolmuştu. sıkışıklıktan kuran okuyamıyor, fakat dua ediyordum. birkaç saniye sonra önümde bir hareketlilik hissettim. önümdeki kız bir sağa bir sola hareket ederek, afedersiniz göğüslerini bana sürtüyordu. bir anda kalbime ateş düştü sanki. hiç bu kadar kötü hissetmemiştim kendimi. aklıma islamiyeti yaymak için harcadığımız onca can, onca emek, kan ve gözyaşı geliyordu. kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. kız sürekli sürtünerek beni bir takım hareketlenmelere, dalgalanmalara çekiyordu sanki. kıyafetlerinde biraz dikkat ettiğimde, transparan bir pantolon giydiğini farkettim. hemen inmeye yeltendim, fakat otobüs çok sıkışık olduğu için inemiyordum. kız gözlerimin içine şehvetli şekilde bakıyor, otobüs sallandıkça şuh kahkahalar atıyordu. sarı saçlı, kırmızı öjeli, beyaz transparan pantolon giymiş bir kızdı. yüce allah'dan beni bir şekilde kurtarmasını diledim.
tam o esnada otobüs durdu. bu kez de inemedim. çünkü durakta megafonla allah yok ve susma sustukça sıra sana gelecek diye haykıran kişiler vardı. kanımca ateistlerdi. çünkü allah yok diye bağırıyorlardı. bu ızdıraba dayanmak zorundaydım. sonrasında otobüs yavaşladı ve arıza çıkardı. yaşlı teyzeler bana bakarak; evladım ses çıkarmadım ama kusura bakma, çünkü beni de linç edebilirlerdi. bu şekilde dayanmalısın, toplumun bazı kesimleri bu şekilde davranabiliyor. onları allah affetsin dedi. bozulan otobüsün de yardımıyla inerek kaçtım.
evime geldiğim zaman odamda asılı duran tayyip erdoğan'ın gülümseyen simasına bakarak, bir kez daha; hamdolsun ki beni bu dertten yüce allah kurtardı. senin ülkende yaşamaktan çok mutluyum başbakanım diyerek gülümsedim. sanki o da bana tebessüm etti. postere bakarak ağlamaya başladığımda, başbakanımızın gözlerinden de yaş geliyordu. bir anda aman allahım nasıl olur derken, duvarın rutubet mi nem mi artık öyle birşey olduğunu, oradaki ıslaklığında postere geçtiğini anladım.