kahvaltı için de başlık açılır mı demeyin hiç. eğer hazırlayan anneyse üzerine tez bile yazılır. hatta burdan genç akademisyenlerimize sesleniyorum. bu konuyu mercek altına alın. her işe de ben koşamam dimi ama?
neyse konumuza dönelim. sabah erkenden okula veya işe gitmek için uyanırsınız. işte tam o uyanma anı hayata anlam veremediğiniz andır. niye okuyorum, niye çalışıyorum, uyumayacaksam niye yaşıyorum diye sorguladığınız andır o an. isteksizce banyonun yolunu tutarken, mutfaktan annenin sesini, kızarttığı ekmeklerin, demlediği çayın kokusunu duyarsınız. biraz önce hayatın anlamını sorgulayan siz, hayatın o kadar da anlamsız olmadığını anlarsınız. anlam konusuna fazla girmeyelim, bugün konumuz bu değil. her şey sırayla.
ve kahvaltı anı. annenin hazırladığı yemeği falan geçiyorum. işin o kısmında değilim artık. hani annenin yaptığı yemeğin ayrı bir lezzetinin olmasını anlarım. tecrübelidir, baharatını katar, en olmadı sevgisini katar. duygusala bağlamayalım, bir şey katar illa ki. kahvaltıya gelince durum daha farklı. aynı peynir, aynı zeytin, aynı reçel, aynı yumurta.. buzdolabından al masaya koy. bu işin tarifi bu.
vallahi sinir yaptım, inat ettim. aynı kahvaltıyı ben hazırlıyorum ama öyle lezzetli gelmiyor. ne yani lezzetli olması için illa anne mi olalım? annelerin bizim bilmediğimiz bir yöntemleri mutlaka olmalı. şimdilerde onun arayışı içindeyim, bulunca sizlerle payşacağım.
anneme sordum, anne olunca anlarsın dedi. babama sordum, ben anlamam dedi. ebeveynler niye hep kaçamak cevap verir ki?