loş ışık altında, masasının üzerinde sızmış bir adam. bir elinde kalem, kafasının altında kâğıtlar, diğer elinde ısınmış yarım bir bira. kısık sesle gelen, hafif bir müzik eşliğinde, bir şeyler karalıyormuş kâğıda sanki. uzun uzun anlatmış her şeyi kâğıda, kalem yazmaktan sıkılmış olsa da o durmadan devam etmiş. ta ki kendi pili bitene kadar.
yavaştan doğrulmaya çalışıyor şuan. kafasını kaldırırken masadan sendeliyor biraz. gözler kan çanağı olmuş. ağlamaklı bakışlarla yüzünü kaşıdıktan sonra son yazdıklarını okuyup, tekrar bir şeyler yazmaya çalışıyor. vücudunun buna izin vermediğini anladığında, sıcak olduğunu fark etmediği birasından bir yudum alıp, suratını ekşiterek kalkıyor masanın başından. bir şeyler homurdanıyor kendince. anlamsız cümleler kuruyor.
şehrin ışıklarıyla aydınlanan balkonu, gökyüzündeki yıldızları en iyi şekilde görüyor. sigarasını yakıp ilk nefesi çektiğinde, bir rahatlık alıyor onu. içi ferahlıyor. yukarı, yıldızlara doğru baktığında, hafif bir gülümseme kaplıyor yüzünü. bir şeyleri anımsıyor, birilerini hatırlıyor herhalde. nedenini belki de oda bilmiyor. aptal ama bir o kadarda masum bir gülümsemeyle ikinci nefesini de en derin şekilde, yıldızlara bakarken çekiyor. bir anda gelen öksürükle, sigarayı aşağı fırlatıp homurdanmaya başlıyor yeniden. içeri girdiğinde zannettiğimi yapmayıp, yatağına yöneliyor.
müzik eşliğinde yavaşça yatağına uzanıp, sevdiğinin gizlice çekilmiş, tüm odayı kaplayan resimlerini izliyor. özlem gözyaşı oluyor o anda. o nu düşlemenin harika bir duygu olduğunu, tüm korkuları yendiğini anlıyor.
müziği susturup, içindeki sessizliği dinliyor. onun anlattıklarını, yapması gerekenleri hayal ediyor. istemenin yetmediğini, artık bir şeyler için harekete geçmesini hatırlıyor. telefonuna titreyen elleriyle uzanıyor. numarasını çevirdiği anda titremeleri artıyor. aradığında neler söyleyeceğini kestiremiyor. bırakıyor telefonu kenara, vazgeçiyor o anlık. ama içi içini yiyor. uzanmış olduğu yatakta, o nunla geçecek rüyalara dalmak için gözlerini kapatıyor. bilmiyor ki gözlerinin kapadığında savaşın başlayacağını.
gözlerini kapadığı anda dalıyor uykuya. sevdiğiyle başladı rüya. ileride olmasını düşündüğü mutlu günleri görüyor. elini ilk tutacağı anı, sarıldığındaki sıcaklığı hissediyor. ilk öpüşteki tadı, bakışlardaki anlamı kavrıyor. güzel giden rüyası, bir anda karanlıkla kaplanıyor ve
açtığında gözlerini, koyuca bir karanlık var etrafında. kafasını kaldırdığı an bir yere vuruyor. düşüşünde de aynı ses. anlıyor ki tıkılı kalmış bir yere. hala rüyada olduğunu zannederken, bir sesle irkiliyor. etrafındaki her şey kayboluyor o an. ses git gide yaklaşıyor. neden burada olduğunu soruyor kendisine. "sen kimsin?" derken, " sorgulama, cevap ver. yeri geldiğinde öğreneceksin kim olduğumu." yanıtıyla sözü kesiliyor. karanlık yok olup ışık doğduğunda bir şaka olduğunu düşünüyor tekrardan. hala rüyada olduğunu, uyanmak için neler yapmasını düşünüyor.
hayali varlık yine ses veriyor. " uyandın dostum, gerçek hayata uyandın şimdi." dediğinde anlıyor her şeyi. o cümlenin noktası konduğunda, sırasının gelmiş olduğunu biliyor. "neden ben?" sorusuna, "hep istediğin şeydi, niye bu kadar içerledin ki?" cevabını aldığında karşısındakinin boş bir varlık değil, kendisinin yaratan olduğunu öğreniyor. sorular başlıyor yavaştan, teker teker cevaplıyor. bazılarında kem küm etse de sonunda cevabı alıyor tanrı ağzından. bitmek tükenmek bilmiyor, cevabının kesin olduğu sorular. hiç kaçış yolu yok. cevaplar gideceği yönü belirleyecek sanki. ipin üzerindeki dengesinin devamı, bu sorulara bağlıymış gibi geliyor.
" ../../.... günü saat ..:.. ana haber bültenine hoş geldiniz. bültenimize geçen gün bir gencin yatağında ki esrarengiz ölümüyle ilgili haberle başlıyoruz. otopsi sonucuna göre, gencin üzerinde hiç bir yara, darp izi, iç organlarında hasar veya iç kanama görülmemiş, ölümü gerçekleştirecek hiç bir bulguya rastlanmamıştır. savcı; genç tarafından yazılan hikâyeyi okuduktan sonra, kesin bir açıklama getirileceğini söyledi. psikiyatrisiler olayın, psikolojik bir travma sonucu olabileceğini, hikayeni ve arkadaş çevresinden alınacak bilginin konuda yararlı olacağını ekledi. "
tanrı sorularının bittiğini söyleyince derin bir nefes aldı. ve tanrı kararını verirken bir soru sormak istediğin söyledi. tanrı izni verdi ve konuşmaya başladı. " madem tüm evrenin yaratanısın, her şey senin elinin altında, her şeye sen hükmediyorsun." derken tanrı sözünü kesti. "evet! her şey benim. uzatmadan bitir." diyerek ikaz edince, bizim çocuk sorusunu sordu: " o zaman neden âdem ile havva'ya yasak elmayı yedirdin?"
yazım yanlışları ve anlatım bozuklukları için affola.