tim burton'ın son ve en kötü filmi. aslında bu filme tim burton filmi demek de pek doğru değil kanımca. disneyin ele geçirdiği veya satın aldıgı, tim burton baharatlı bir alis iktisatlar diyarında filmi denilebilir ancak..
nitekim disneyin izleri silinecek gibi değil filmde, filmin adı bile altın harflerle tipik disney yorumuyla yazılıyor filmin başında, ardından yine disneyin her filminin arkasına koydugu vızır vızır kemanlar ile yaratılmaya çalışılan masal dünyası, beyaz kraliçenin disney sarayı, tiplemelerin bir kısmının tim burton'ın bir kısmının disney çalışanlarının elinden çıktığının bu kadar aşikar oluşu (fareye bakınızi ikizlere bakınız),johnny deppin filmin sonunda tipik disney film finali şeklinde saçma bir müzik eşliğinde dans gösterisi ya da kendini kaybedişi diyelim, ve nihayetinde, filmin sonunda alis'in ticaret yapmaya karar verişi!...
2 yıl beklemenin ardından, disneyle çalıştıgını duydugumda bir ne alaka geçmişti kafamdan, ancak yine de umudumda bir kırılma yaşamamıştım, çünkü tim burton alisi yapacaktı. ancak izlediğim vakit büyük hayal kırıklığı yarattı bende film. bir tim burton sever olarak "sen de mi brütüs" dedirtti...
bu iş neden olmazdı bir bakalım;
çünkü disney biteli yıllar oldu.. çünkü disney geleneksel çizgisinden bir türlü vazgeçemedi. imax, dreamworks ve yapılan bir çok bağımsız animasyonun yanında, disneyin de bir devrime ihtiyacı bulunuyor artık. tüm filmlerinde arkadan vızırdanan yaylılardan, çocukların seveceği garanti olan tiplemelerinden, her filmi gişe kaygısıyla bitirmekten, öğüt vermekten, ve filmin sonundaki saçma danslardan kurtulmalıydı yıllar önce. ne tiplemeleri, ne örgüsü tipik amerikan giriş-gelişme-sonuç döngüsünden çıkamadı disneyin.
disney animasyonun pembe tarafını temsil ediyorse, tim burton da siyah tarafını temsil ediyor. disneyin indirdiği perdeleri tim burton kaldırıyordu gözlerden. o kadar farklı bakış açıları ki bunlar, disney otorite "kılıgında" ise tim burton anarşist idi yaptıkları ile.. ve şimdi kendisini disneye boyun eğmiş görüyoruz.
ayrıca tim burton'ın bilgisayar animasyonuna odaklandıkça sanatsallığını kaybettiğini düşünüyorum. hamurlar daha alternatifti, tim burton bir alternatifti çizgisi ile sonuçta..
ayrıca anne hataway'in o odunsu kibarlığı inanılmazdı. kollarını sanki yanında görmediğimiz 5e 10luklara bağlamışlardı da kendisi de öyle oynamak zorunda gibiydi.. bir tim burton filminde ne işi vardı?
ama asıl merak ettiğim, yakın arkadaş olan johnny depp ile tim burton'ın dans sahnesi çekilmeden önce ne konuştuklarıdır. acaba tim burton johnny'ye "abi bunu yapman lazım, biliyorum yabancılaşacaksın ama bunu yapmamız lazım" diye moral mi verdi.. sırtını mı sıvazladı.
ayrıca alice neden evlilik ve kariyer kaygısı yaşadı. bu kez prens olmasın "günümüzü" uyarlayalım diyip bokunu mu çıkardılar acaba? alice çin'i sömürmeye mi gidiyor? neden herkese küçük emrah konuşması yaptı filmin sonunda? bunlar neeee!