sıcak güneşe aldanırken baharda çiçek açan ağaç misali en ağır kışını yaşıyor hayatım. kıskançlığın girdabında, korkuların kucağında...
nefis bir börek kokusu kapladı evi... nerdesin? uyuyor musun gurbet kucağında...
tanımadan başladık savaşa senle. tanışmadan savaşıyoruz her nedense. görüştüğümüz an yapacağımz tek şey kaldı geriye bence bunca didişmeden sonra. sımsıkı sarılmak...
sana anlayış sundukça hırpalıyorsun, seni sardıkça daha çok kırıyorsun, hayatının tüm acısını tüm yaşanmışlıklarının öfkesini, hatta beni sevmenin korkusunu bile beni en derinden kanatarak, en dibinden inciterek, en yürekten ağlatarak çıkarıyorsun içinden.
beni incitiyorsun biliyor musun?
sen insanları kullanmışsın çıkarların için insanlar da seni? ben böyle bir hayatın içinden geldim ama tek bir farkla. sadece kullanıldım hiç kullanmayı bilmedim ki. şimdi diyorsun ki seni kullanmamamı çok seviyorsun; ama tüm kullanılmışlığının acısını, tüm yalnızlığının acısını, seni bu kadar çok sevmeme rağmen benden çıkarmak ister gibisin...