ey bana yakın
ey bana uzak sevgili
asıp gölgeni gecenin ıssızlığına
bir kaç parça çaresizlik bırakıp gitmişsin
serilip toprağın bakır rengi göğsüne
boğulur sessizliğim…bilmez misin…?
gitme
gitgide uzaklığını büyütme gözlerimde
sen de ellerim
sen de gözlerim
sen de var olan varlığım
sokulurken nefesim nefesine
yüreğini yüreğimin üzerine koy
ey bana yakın
ey bana uzak sevgili
ruhumu bedenime dar eden
aynı gökyüzünün altında…varlığına hasret
adımı koyamadığın hiçliğimle çırpındıkça kalbim
soluduğum sensizliktir nefesimi tüketen
gel
hayatın zamansız
…ki amansız tuzağına kapılmadan
sabırla savrulduğumuz zaman içinde
esir etmeden geleceği dünlere
sustur içimdeki çocuğun çığlığını
gülüşüne hasret yüzü sobelenmeyi bekler…