üşürken ayakların sabahın en sesli, sabahın en dipsizliğinde.. şahit bırakıldıgın ölümlere bezenmiş koskoca bir gece nöbetinden sora; mosmor olmuş gözler, işiktan korkan kırmızı bir oda. açtığında perdelerini o sahipli odanda, korkudan değil tanınmaktan korkan buharlaşan nefesin. değişsen şeylerdeki kararlılığından doğan zarar vermelerin yada en başındayken kacıp gitmelerin.. seni, yeni bir güne hazırlarken dünya; bir enya ve bir battaniye sicaklığındaki günah cıkartmaların; tertemizden en kirliye, en kirliden karayip maviliğine... en hissettiren haliyle..