harekete duyarlı muslukların altına elimi götürdüğüm zaman su akmıyor.
hadi suyu akıttık eli yıkadık diyelim, kurutma şeysine de elime götürdüğüm zaman üfürmüyo şerefsiz.
hadi o şerefsiz... bir parça mendil alabilmek için önünde el sallamanız gereken makinaya da el sallıyorum. hiç bişey olmuyor. eli bırak, kolu sallıyorum, headbang yapıyorum. ı ıh... fark etmiyor. sonra başka biri geliyor, hafif bi selam çakıyo makinaya. trak. alıyo mendilini gidiyo. dur gitme diyemiyorum.
apartmanın içine girdiğim zaman otomatik olarak yanması gereken lambalar da yanmıyor. bir iki zıplıyorum. öyle yanıyor.
marketlere girerken kendiliğinden açılması gereken kapılar da duvar oluyor bendenize. ama onun da çözümünü buldum, bi köşede sanki birini bekliyomuş gibi duruyorum.. markete başkası girecekken hemen peşine takılıyorum.
hiç kimsenin seni fark etmemesi bi olay hocam... ama hiçbir şeyin seni fark etmemesi bambaşka bir olay. bambaşka.
