her yazısında her dediğini desteklemesem de abdurrahman dilipak 'ın kaliteli yazısının başlığıdır. vizyon kazandırıcı, bilgilendirici bir yazı olmuştur.
şunu açıkça belirtelim. türkiyenin temel sorunu kemalizmdir.. ve bu sorunun uygulamada, pratik hayatta iki ayağı vardır. chp ve ordu.. bu yapı deşifre edilirse, gerisi kolay..
devrimler, bir ihtiyaçtan kaynaklanmıyordu aslında. dayatılan bir zorunluluktu. kurtuluş savaşı da öyle özakmanın anlattığı gibi filan değil.. müthiş türkler bir yenilginin zafer olarak takdiminden ibaret.. çanakkale geçilmez hikayesi de öyle. geçilmezdi de, mondros müterakesini niçin imzaladınız be kardeşim.. istanbulun fethini, 500 yıl sonra, kutlamaya başlamamız da..
sahi ruslar işgal kuvveti değil mi idi, kurtuluş savaşında niye bize para ve silah desteği verdiler?.. yunanı denize döktükten ne kadar sonra ingilizler istanbuldan ayrıldı? ingilizler biz gelince mi gittiler, onlar gitti, biz öyle mi geldik?.. meis adası nasıl yunanistana verildi, hani biz yunanı denize dökmüştük ya.. biliyorum yunanı izmire ingilizler çıkarttı da, sakaryada ingilizler, yunanistanı istanbula geçişini durdurmak için kime destek verdi?.. fransızların acelesi neydi, öyle hemen tası tarağı toplayıp gittiler.. italyanlar da öyle çabuk gitti ki, yunanlılar işgal edene kadar adalar sahipsiz kaldı!
chp, kuvva-yı milliyenin değil, osmanlıyı parçalayan ittihat terakkinin devamıdır.. bu cumhuriyeti kuran da ordu filan değil.. kuvva-yı milliye, hilafet ve saltanatı kurtarmak için örgütlenmişti. 1. meclisin açılışına bakın. hatimlerle açıldı, hem de dini bir törenle. kapıda kelime-i tevhid bayrağı, içeride duvarında ayetler.. mustafa kemal halifeye halife hakan efendimiz diye başlayan bağlılık mektupları gönderiyor..
yeni düzen nasıl kuruldu? bir yandan örfi idare.. vali aynı zamanda chp il başkanı.. yargı desen kanuna göre karar vermiyor, verdiği karar kanun sayılıyor.. savcı yok, savunma yok, temyiz yok.. seçimler harika. tek parti var. adayları tek kişi belirliyor.. sandığın üzerinde parti bayrağı örtülü, başında jandarma bekliyor. sandık heyeti chplilerden oluşuyor. seçmeni parti belirliyor tabii.. buna rağmen uygulama şöyle: açık oy, gizli tasnif! oylama bitince jandarma eşliğinde sandık partiye götürülüyor. sonuç açıklanıyor. sonuca itiraz yok, çünki hemen oylar yakılıyor..
model belli: hitler almanyası, stalin rusyası, musolini italyası.. biraz fransız laikliği, yahudi diasporasının kibutzları.. resmi din, dil, tarih.. türkün yeni amentüsüni kaç chpli okumuştur aceba.. osmanlıya hakaretler edilirken, okullarda yunan medeniyeti resmi ders kitabı.. islâm irtica, müslüman mürteci. herkes batılılar gibi giyecek.. batı müziği dinlenecek. hicri takvim yasak, yoksa osmanlıda miladi takvim başından beri vardı.. osmanlı arşivlerini yük vagonlarına yükleyip bulgaristana yakılmak üzere gönderecek kadar gözü dönmüş bir medeniyet düşmanlığı vardı bazılarında..
monarşiyi yıkmışlar, yerine tek adam rejimi kurmuşlardı!.. 10. yıl albümünde hitlere övgüler var. kemalistler, aynı idealler uğruna savaştıklarını düşündükleri hitlerin doğum günü partisine katılıyorlar.. mustafa kemale yakıştırdıkları isim ise, ilginç: führerin tercümesi olarak ulu önder. mustafa kemale führer diye kartvizit bile bastırdılar.. tabii mustafa kemalin adı da kemal değil, kamal o zaman.. mustafa kemal ebedi şef, ismet paşa milli şef. yani duçe!
neyi tartışıyoruz ki, türkiye cumhuriyeti, uluslararası düzen tarafından o günki şartlara göre, düvel-i muazzama tarafından dizayn edildi. ulus devlet oluşumuz da toplumsal talepden değil, egemenlerin imparatorluğun parçalanışını garanti altına almak için buldukları bir çözümdü.. hem türk ulusçuluğunun temelinde din olacaktı, hem de din zaman içinde batının çıkarlarını tehdit etmeyecek şekilde yeniden yapılandırılacaktı.. onun için, imparatorluk bakiyesi, tüm müslüman unsurlar, azınlık kabul edilmedi ve türk olarak tanımlandı.. ve din de bu nev-i şahsına münhasır laik yönetimin denetimine ve yönetimine bırakıldı. çünki, osmanlının uhdesinde bulunan hilafet makamının ne yapılacağına bir türlü karar verilememişti.. ingilizlerin şerif hüseyini halife yapma çabaları boşa çıkmış, uygun bir kişi ve zemin bulunamamıştı. en iyisi, hilafet mana ve mefhum olarak cumhuriyet / tbmmnin şahsı manevisinde mündemiçtir diyerek onu bir yere rabdetmekten geçiyordu, o günki şartlarda.. ancak bu takdirde dini vakıflar ve din eğitimi, dini vergilerin gelecekte sorun çıkarması mümkün olabilecekti..
zaten kurtuluş savaşında dünya müslümanlarından hilafet için ciddi anlamda zekat kaynaklı maddi kaynaklar aktarılmıştı.. tarihçi mete tuncay, atatürkün hind müslümanlarından gelen 600.000 liranın 100.000 lirasını savaş için devlete borç verdiğini söylüyor. daha sonra borç verdiği parayı da geri almış.. oysa bu paraları millete geri vereceğim demişti. ama vermedi.. aslında bu para hilafet fonundan aktarılan zekat parası idi. bu parayı on yıl elinde tuttuktan sonra, iş bankasına yatırdı.. biliyorsunuz daha sonra da iş bankasının yönetimini vasiyetinde chpye bıraktığını söylüyor. işe bakar mısınız, laikçi chp, ribacı iş bankasındaki bu haksız tasarrufun bekçiliğini yapıyor.. irtica ile mücadeleyi istila ile mücadeleden daha zor ve elzem bir mesele olarak gören chpye bakar mısınız?
bugün tsknın bekçiliğini yaptığını söylediği, chpnin yılmaz savunuculuğunu üstlendiği, darbelerle değiştirilmesi teklif dahi edilemez diye güvence altına alınılmaya çalışılan, cumhuriyetin temel nitelikleri diye halka dayatılan ilkeler ve inkılablar, bu halkın talepleri değildi, ihtiyacı da değildi. uluslararası güçlerin dayattığı ve mahkûm edildiğimiz ilkelerdi. işte bunun için arşivler açılamaz, mustafa kemalin vasiyeti, mektupları bile sansürlenir.
onun için türkiye cumhuriyeti darbe, terör, irtica paranoyası ile bir korku cumhuriyetine dönüştürüldü. bu yalan rüzgarının esmeye devam etmesi için tevhidi tedrisat gerekli idi.. bu derin gerçek ortaya çıkmasın diye takrir-i sükunlar icad edildi, darbeler, yapıldı, faili meçhuller yaşandı..
bu devrimlerin bazıları, önce tek partinin polit bürosu sayılan kadrolar tarafından sofrada konuşulup, gerekçesiz olarak meclise sevk edilip, müzakeresiz bir şekilde oy birliği ile kabul edildi.. çünki muhalefet demek kelleyi kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalmak demekti..
ah benim güzel memleketim.. darbelerin gölgesinde biçimlenmiş, chpnin patenti altında tutulan bir kemalizm sorun çözmenin aracı değil, sorun üreten bir dokunulmaz tabu olarak önümüzde duruyor.. önümüzdeki en büyük sorun bu..
bu pirinç daha çok su götürür. şimdi siz ayıklayın bakalım ayıklayabiliyorsanız bu pirincin taşını.