elinize verilen bir a4 kağıt parçasından okunan (üstelik yeni metin belgesinde yazılmış) hiç bir imla, vurgu olmayan ve radyoculuk dilinde adına spot (!) denen reklam anonslarıdır.
kuşak kuşak geçilenleri vardır... kuşak sayısına göre para talep edilir. eğer yeni ve biraz parası bol bir firma ise özel yayın saatleri yapılır ve bu 30 dk. ya da 60 dk. lık süre içerisinde en az 120 (yüz yirmi) kere söylenir o firmanın ismi. arada bir katılan konuklara firmanın sattığı ürünler dahilinde adi,ucuz, kelepir şeyler hediye edilir. (utanmadan hala arayanlar var!)
bu bir ayakkabı reklamı ise;
-dost başa düşman ayağa bakar! düşmanlarınızı çatlatmak istiyorsanız, filanca mağazadan alış-veriş yapın.
ya da bir güzellik merkezi ise;
-aa! merhaba ayşen. saçların ne güzel olmuş.. nerde yaptırdın?
-filanca güzellik merkezi. yoksa sen bilmiyor musun? hayret doğrusu.
-aa! hemen bugün gidip bende yaptıracağım saçlarımı.
-sadece saç bakımı mı? sir ağda, cilt bakımı, manikür, pedikür, masaj... daha neler neler..
-vah! vah! neler kaçırmışım haberim yok.
sonra güzellik merkezinin adresi, telefonu verilir ve reklam biter.
bunları örneklerle çoğaltmak mümkündür. bu işi yapan kişiler (ben),(en azından bir zamanlar) kendi sundukları reklam spotlarında yazanları kendi sesleriyle duyduklarında gülmekten dağılırlar ki, diğer insanlar ne yapsınlar?
çok basittir, reklam spotları ya da diyalogları bütün gün oturmaktan sıkılan bir sekreter tarafından hazırlanır ve sen "şöyle olsa?" diyemezsin.