jinekomasti

entry40 galeri
    2.
  1. jinekomasti ile dolaylı ilgisi olan enterasan bir hikaye vardır:

    Jinekomastik Mendup *

    insan bir bebek sahibi olunca gerçekten çok mutlu oluyor. Hele de bu bebek bir aşkın ürünü ise...
    Ben de hastenede gerçekleşen kolaylaştırılmış bir doğum neticisinde bir çocuk sahibi olmuştum. inanılmaz sevinçliydim. içim içime sığmıyordu. Ondan hiç ayrılmak istemiyordum. Bütün günüm onunla geçsin istiyordum. Nitekim onunla birlikte geçireceğim zaman miktarı daha fazla olsun diye, hiç tereddüt etmeden işimi bıraktım. Bütün iş arkadaşlarımın şiddetli muhalefetine rağmen yaptım bunu... Ayrıca bıraktığım işimin bir kısmını eşime terk etmiştim. Dolayısıyla, asıl fedakarlığı, iş yükü arttığı için, o yapıyordu (zaten kendisinin düzenli ve zor bir işi vardı, artı, benim ona aktardıklarım).
    Eşim sabahları işe gidince yeni aşkımla başbaşa kalmaktan fazlasıyla memnun oluyordum. Ancak bu memnuniyetim kısa sürüyordu. Çünkü eşim öğle vakitlerinde bize yardım amacıyla eve geri geliyordu. Gerçi ev içindeki yardımını gerçekleştirdikten sonra tekrar işine dönmek için evden ayrılıyordu. Ama olsun, ben bölünmesin istiyordum. Neyse ki; kısa bir süre sonra bu bölünmüş başbaşa kalmışlık, yerini tam başbaşalığa bıraktı. Bunun sebebi ise, hem eşimin eve geri gelmesinin gereksizliğinin ortaya çıkışı hem de onun artık gelmek istememesi idi. Acaba yeni aşkımla olan aşkımızı mı kıskanmaya başlamıştı? Kıskanırsa kıskansın canım... Küçüğümle birlikte olmak, onun kokusunu algılamak, uyurken nefes alış-verişini görmek bana fazlasıyla yetiyordu. Hatta eşimle birlikte yatmasak bile olurdu. En azından benim için bu böyleydi...
    ilk zamanlar, küçük aşkım ağlayarak uyandığında, hem eşim uyanıyordu hem ben uyanıyordum; ikimiz de birlikte onu susturmaya çalışıyorduk. Eşim eve öğlenleri gelmeyi bıraktıktan sonraki zamanlar ise, küçüğüm gecenin bir vakti ağlayarak uyandığında, sadece ben uyanıyordum ve mememdeki sütümden vererek onu susturmaya çalışıyordum. Susup uyuduktan sonra bir müddet onu hayran hayran izliyordum.
    Gündüzleri bir tanemle iken, ev hanımı olan komşularıma gittiğim olurdu. Bazen de onlar birleşir bana gelirlerdi. Onlardan biraz farklı olduğum için ilk zamanlar beni garipsemişlerdi. Örneğin; aşkıma yanlarında süt verirken, benim anatomisi onlarınkinden farklı olan göğsüme değişik değişik baktıklarını, ya da bakıp hemen bakışlarını kaçırdıklarını farkettiğim olurdu. Sonraları ise beni içlerine tamamiyle kabul ettiler. Hiçbir farklılığım onları rahatsız etmiyordu artık. Üniversite de öğrenciyken yalnız başıma kaldığım evde icat ettiğim sıradışı yemeklerin yapılışlarını onlara gösteriyordum, onlar da ev ortamına daha uygun yemeklerin nasıl yapıldığını bana anlatıyorlardı. Bu arada; hem sosyal psikoloji hem de matematiksel bilgisayar eğitimi aldığım için, güncel konularda da onlara çok faydam oluyordu (ya da en azından ben öyle sanıyordum). Özellikle kocalarından neler bekleyebileceklerini, kocalarının da onlardan muhtemel beklentilerinin neler olabileceğini iletiyordum. Bir gün konu orgazma geldi. Ben de orgazm konusunu bir mit haline getirmemeleri gerektiğini, eğer orgazmı bir mit gibi algılarlarsa ona ulaşmanın daha zor olabileceğini; daha küçük bir şeymiş gibi kabul etmeleri halinde onu elde etmenin daha kolaylaşacağını söyledim.
    işte o sohbetin olduğu gün ikindi vakti eve geri dönüp, aşkımı uyuttuktan sonra, ne zamandır yapmadığım bir şeyin farkına vardım... Kaç aydır eşimle sevişmiyordum. Orgazm konusunda komşulara bilgiç bilgiç bir şeyler anlattım, ama ya ben?...(gerçi onlar da orgazm ile igili söylediklerime inanmamış gibi bakmışlardı ya, ama o önemli değildi.) Kaç aydır yapmadığım şeyi düşününce, birden içimde bir şeylerin hareketlendiğinin ayırtına vardım...evet eşimin vücudunu arzuluyordum. Hem de nasıl?..şiddetli bir şekilde... Üstelik olacakların hemen o an olmasını ister bir kıvama gelmiştim. Bir an evvel vaktin geçmesini ve eşimin eve gelmesini istiyordum. Bu istek bir ara küçüğümü bile unutmama neden oldu...
    Eşim akşam eve geç geldi. Saat 23:00'a doğru. Gerçi son zamanlarda hep aşağı yukarı bu zamanlarda eve geliyordu... da bana ilk kez gecikmiş gibi geldi. Onu, kızmış bir halde kapıda karşıladığımı görünce şaşırdı. Çünkü son haftalarda birbirimize karşı soğumuştuk ve evde birbirimizin pek farkında değildik. Uzun bir ara sonra onu kapıda karşıladığımı görünce, her şeye rağmen kibarlığı elinden bırakmayarak:
    Hayırdır aşkım, dedi şaşırmış bir şekilde.
    Sevgilimi karşılayamaz mıyım? dedim normal bir haldeymişim gibi.
    Karşılarsın da...
    Cümlesi bitmeden ona sarılmayı deneyince...
    Canım ne yapıyorsun? Çok yorgunum. Hemen yatacağım.
    Peki canım, dedim üzülerek. Aç değil misin?
    Yok, değilim. Eve, zaten sana ekstradan yük olmamak için tok geliyorum.
    Biliyorum canım.
    Yanımdan geçip gittikten sonra, onu çaktırmadan takip ettim:
    Yatak odasına gitti. Soyundu. Yatağa girdi.
    Gerçekten yorgun görünüyordu. Birazdan uykuya geçerdi...
    Ben diğer odaya geçip, küçük kuzuma baktım. Güzel güzel uyuyordu.
    Salonda, biraz televizyon izleyerek geçmeyen vakiti geçirmeyi deneyeyim dedim. 30 dakika kadar zaman ilerledikten sonra, yatak odasına süzülerek girdim. Tahmin ettiğim gibi uyumuştu ve uykusu derinleşmiş gibiydi. Yatağın yanına geldim ve yavaşca üzerindeki çarşafı kaldırdım. Sadece iç çamaşırlarıyla yatmıştı. Kıvrılmış bir haldeydi ve kalçasını biraz dışarı çıkararak uyumuştu. Sağ elimle yarı çıplak haldeki bu insanı hafif hafif okşamaya başladım. Saçlarına elimi sürtüyordum. Beni hiç farketmiyordu. Derinlerdeydi (zaten genel olarak uykusu ağır olurdu). Sonra yavaşça külodunu belinden aşağı indirmeye başladım. Belinden külodunu sıyırdıkça daha heyecanlanıyordum. Bu işlemi yaparken onun uyanmıyor oluşu ise beni iyice şevklendiriyordu.Yavaş yavaş ve sessizce ilerlerken, vücudumun pozisyonunu değiştirmek istedim. Çünkü azıcık sola kayarsam, kapıdan içeri giren ışık, eşimin üzerine vuracaktı ve onun vücudunu daha iyi görebilecektim. Sola doğru hareket eder etmez, yarıya kadar sıyrılmış külodun hemen üst kısmındaki kalça teninde bir iz farkettim. Merakla daha yakından bakınca iki parçadan oluşan kırmızımsı bir iz olduğunu gördüm. Elimi oraya, birazcık belirgin şekilde sürtünce eşim birden bire zıpladı -canı yanmış gibi uyandı.- Uyanırken, vücudunu da hareket ettirdiği için diğer lopunu ve bu lopunun üzerinde de benzer bir izin olduğunu görür gibi oldum.
    Ne yapıyorsun sen ya? dedi, uyku sersemliği içinde şaşırmış bir şekilde.
    Az durdum ve:
    Hiç canım... böyle üşürsün diye üstüne çarşaf yerine, battaniye örtecektim.
    Yoksa...
    Yok canım... Utanmıştım.
    Üstüne battaniye örttükten sonra odadan çıktım ve salondaki kanepeye kendimi düşünceli bir şekilde attım. O kadar dalmışım ki, küçüğümün ağlamasını bile zor duydum. Onu susturmak için yanına gittim ve süt vermek istedim. Ama mememde hiç süt yoktu... neyse güç bela susturabildim...
    Olayların dışına ilk kez çıkarak onları incelemeye kalkınca bazı şeyleri daha farklı görmeye başladım. Biz birbirine çok bağlı genç bir çifttik. Oysa şimdi; onunla ben bütünüyle kopmuştuk ve ben tam olarak bunu hiç farketmemiştim...

    Üniversite'de öğrenciyken ilgilendiğim borsayı üniversite sonrasında kendim için tam bir profesyonel iş yaptım. iyi de para kazanıyordum. Bu dönemde eşimle tanıştık ve tanıştıktan bir yıl kadar sonra evlendik, evlendikten iki yıl sonra da çocuk sahibi olduk. Çocuk doğduğu günden itibaren ona inanılmaz ilgi gösteriyordum. Artık eşimi unutmuş gibiydim. Durmadan bebeğimi kucağıma alıyor, seviyordum. Her anım onunla geçsin istiyordum. Eğer o uyumuyorduysa ve eşimin kucağında değildiyse, mutlaka benimle birlikte idi. Sosyal hayatımı da hemen hemen sona erdirmiştim.
    Bebek olduktan 10 gün sonra eşim işine dönmeye karar verdi. Güvenilir bir bakıcı bulduğunu da söylüyordu. Bense ona; bakıcıya gerek olmadığını, kendisi işte olduğu zamanlar evde yavrumuza benim bakabileceğimi, gerekirse gündüzleri iş arası uğrayıp gidebileceğini söyledim. Kabul etmek istemedi. Benim işlerimin ne olacağını sordu. Ben de işlerimin çok önemli olmadığını bir kısmıyla kendisinin ilgilenebileceğini söyledim. Bir miktar para kaybetsek bile sorun olmazdı.
    Kabul etti. Onu her zaman birlikte çalıştığım Sırtan' a yönlendirdim. Sırtan ile borsada silkeleme işlerini iyi becerirdik. Şimdi, ikisi birlikte bir müddet bu işi yürütebilirlerdi. Belki ben yokken Sırtan eşimi silkelemeye kalkabilirdi, ama yavrum için bu da değerdi yani...
    Her şey tamamdı... Ben adeta 24 saatimi bebeğimle geçiyordum. Onunla hem duygusal hem fiziksel temasımız inanılmaz boyutlardaydı. Gerçi benim gülmelerime henüz karşılık veremiyordu. Ancak bunun yakın bir zamanda olacağını hissediyordum.
    7 ...