çok yorar, çok yıpratır. tarafların ciddi aşık ya da ciddi sabırlı olması lazım. uzun mesafe ilişkisi hapisteki insanların çentik atmaları gibidir. her zaman bir tarih vardır geriye doğru sayılan. büyük özlemlerden sonra beraber geçen her saniyenin kıymeti bilinir ama uzaktayken de her saniye "acaba ayrılsam mı?" larla geçer. cesur olan taraf "ayrılalım ama irtibatı kopartmayalım" der. ayrılırsınız ama hayatınızda birşey değişmez. sadece daha az telefonla konuşur daha az mesajlaşırsınız. . zamanla bir mesafe oluşur arada ister istemez. bir süre sonra taraflardan birinin hayatına birisi sızar usul usul belki de hiç haketmeyecek birisidir ama öyle bir açsınızdır ki çift aktivitelerine kapılırsınız. sinemaya beraber gitmek, beraber yemek yemek, beraber alışveriş yapmak vs vs herşey hoşunuza gider. "nihayet gerçek bir ilişki yaşıyorum" dersiniz. ama aklınız hep uzaktaki sevgilidedir.iki kişi arasında kalmanın vicdan azabını çekersiniz her gece. sanki o hala hayatınızdaymış da aldatıyormuşsunuz gibi. bir gün "o" mesaj atar . ne diyeceğinizi bilemezsiniz. birkaç mesajdan sonra "hayatımda birisi var....birkaç haftadır..." dersiniz. ağlayarak yazarsınız mesajları. ama o farketmez siz çoktan "acımasız" olmuşsunuzdur. ve hatta "değersiz". bir buçuk sene boyunca duygularını dile getirmeyi beceremeyen sevgili o gece canınızı yakmak için her zaman duymak istediğiniz şeyleri söyler. çok yakar canınızı.
uzun mesafe ilişkisi böyledir. kolay gibi görünür ama çok zordur çok. izi bir türlü geçmeyecek bir suçluluk kalır geriye.