sayesinde akarsuların ve çağlayanların hidrolik enerjisinden elektrik enerjisi elde edilir. türkiye, hidrolik enerji potansiyeli bakımından avrupa'da rusya ve norveç'ten sonra üçüncü ülke durumundadır.
türkiye'nin sudan enerji üretiminin maliyeti 0.001 senttir. yani doğalgazdan üretilen enerjinin 1600'de 1'idir. su santrallerinin amortismanı bitmiş, yatırımı ödenmiş, dolayısıyla az personelle (10 kişi) çalışabiliyor. ama siz gidip metreküpüne 169 dolar vererek dışarıdan doğalgaz ithal edip onu elektrik enerjisine çeviriyorsunuz. şebekelerde de %25ini kaybediyorsunuz.
türkiye'nin suyu var. dünya altıncı enerji istatistikleri kitabının 12. sayfası, tablo 1-6, satır 29'da "dünya su istatistikleri" verilir. türkiye'nin teorik kapasitesi 433 milyar kilowatt-saat, hemen üretilebilir barajlı kapasitesi 216 milyar kilowatt/saattir. şu anda türkiye barajlı üretimden 130 milyar kilowatt/saat tüketiyor.
44000 akarsu, dere var karadeniz'de. yılın 9 ayı bunlardan su akıyor - sırf aras'ın üstünde 22 baraj ve düşü yeri hesaplanmış durumda -. diğer zamanlarda kısıtlı su akıyor. yapın bir enerji üretim planı, nerden baksan 1 milyon karadenizli şu anda kahvede devlet istatistik enstitüsü'nün 2004 raporuna göre işsiz. 1 milyon jeneratörü yerleştirin bu akarsulara hem çalışma olanağı yarat hem enerji elde et. türkiye'nin çıkış noktası budur. 1,5 yıl içinde elektrik enerjisini sadece sudan karşılasa enflasyonunu sıfırlar. enflasyonun sıfırlanması demek iç borcun sıfırlanması demektir. ki avrupa'nın 17 ülkesi enerji darboğazına girmiş ve nükleer santrallerini referandumla kapatma kararı almış durumda. 2007'den itibaren 130 nükleer santral devreden çıkıyor.