başbakanlık müsteşarı ''laik yapı yerini daha müslüman bir yapıya bırakmalıdır'' diyorsa, milli eğitim bakanlığı 200 yıl önce çizilmiş bir tabloda kadının göğüsleri gözüküyor diye söz konusu tabloyu kitaplardan kaldırıyorsa, başbakan hukuku ilgilendiren konuları, ulemaya danışmayı öneriyorsa, ulaştırma bakanının eşi, kocasından ayrı bir yerde zavallı bir duruşla tek başına oturuyorsa, ülkenin sağlık, eğitim, hukuk gibi mercileri imamların eline bırakılıyorsa, oruç tutmadığı için insanlar linç ediliyorsa, tarikat-cemaat-cinayet bağıntıları sorgulanamıyorsa, ''Referansımız islam'dır. Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor. Bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek. Bu ülkenin yüzde 99'u Müslüman. Hem laik, hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın, ya da laik. ikisi bir arada olunca ters mıknatıslanma yapar. Mümkün değil ikisinin bir arada olması. 'Ben Müslüman'ım' diyenin aynı zamanda 'Ben laikim' demesi mümkün değil. Çözüm ortada. 1.5 milyarlık islam alemi Müslüman Türk milletinin ayağa kalkmasını bekliyor. Kalkacağız. Onun ışıkları görünüyor. Bu ayaklanma başlayacak'' diyen bir adam başbakansa ve cumhurbaşkanlığını kovalıyorsa ve devleti yönetenler pozitif bilime değil din verilerine göre iş yapıyorsa o ülkede irtica vardır.
ey aydın bozuntuları, yıllarca dincilerde iktidara gelsin, bu da demokrasinin bir gereği, yönetimde şeriatçı bir parti olsa ne olur diye insanları zehirlediniz, demokrasiyi ulaşmak istediği yere varmak için bir vasıtaya benzeten kimseleri desteklediniz. bu ülkenin gerçekten aydın, laik atatürkçü insanlarını paranoyak, bağnaz ilan ettiniz, işte sizin sisteminiz, işte sizin demokrasiniz.