şu gizli bakınızı okuyunca şaşırdım. gerçekten içimi okumuşsun. sonra da kahkaha attım ağız dolusu.
orda yakaladın beni, ama sevdiğim kişi konusunda hayır. o yazı da kayıp bi kadına yazılmıştı. kayıp derken, uzun uzun anlatmicam şimdi. belki bigün yüzyüze.
ilk mesajın da itirafımı okumadan önce yazıldıysa çapraşacam kendimle. hani "tılsımlara artık inanmıyorum" demiştim, hayli zorlanıyorum şimdi de bak. ama yine de tılsıma inanmak istemiyorum. ah dilimi yakan tılsımlar.. uzak durun benden!
yazmışsın şu vakit olur olmazsa o vakit falan. burdan bakınca izdivaç programlarında eleştirdiğim odunlar gibi hissettim kendimi. "esmer olsun 1.70 olsun kalçaları geniş olsun.." o ne lan? dana mı alıyon mal pazarından? pişman oldum anliycaan. hoş benimki masumane biliyosun. yok puştluk olsun diye değil, gerçekten öyle. ama işte rahatsızım şimdi. seni görme isteğimdeki şiddette bi değişiklik yok. sadece yüzsüz olmamaya çalışıcam.
utanmasam "fizik önemli değil önemli olan iç güzellik" diyicem lan!