rahatsız eden kara çarşaflılar değil, kara çarşafın veya herhangi bir durumun yargılanmasıdır.
benim de burada rahatsız olduğum konu; insanların kişisel tercihlerinin yargılanması, sorgulanmasıdır.(tercihi doğrudur veya yanlıştır. bu kimseyi ilgilendirmez.) nasıl ben küpeme, sakalıma laf ettirmiyorsam, yargılanmasından rahatsız oluyorsam, o insanlarda çarşafa laf edilmesinden rahatsız oluyorlardır. eğer herkes, her bireyin kendi tercihine saygı duymayı öğrenirse işte muasır medeniyet dediğimiz seviyeye o zaman ulaşırız.
çarşaf, bir ülkenin gelişmişliğini felan göstermez. üretim, ekonomik istikrar, adalet, tercihlere saygı gibi etmenler bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösterir. bu saydığım etmenler pozitifse 1.dünya, negatifse 3.dünya ülkesi oluverirsiniz.
bakınız avrupa'ya...
avrupa bu saydıklarımın hepsini aştı. "avrupa'nın iyi yönlerini almalıyız" derken bunlar kastedilmiştir. biz onların kendi kültürlerini değil, "yozlaşmış kültürlerini" benimsemeye çalışıyoruz.
bunu da müslümanım diye geçinen insanlara söylüyorum;
hani islam'ın buyurduğu "tercihlere saygı"yı neden uygulamıyorsunuz?
hani adalet? adalet, islam'ın en temel özelliği değil mi? adalet, yargının içine girmek midir? adalet, hukuku, kanunu kendine göre yazmak mıdır? bu mudur adalet?
hani çalışkanlık? üretiyor muyuz? yoksa insanları fukaralaştırıp dilenci haline mi getiriyoruz? bu mu müslümanlık, bu mu insanlık?
şimdi sen, tüm hepsini hallettin de, çarşaf mı battı sana? hani çarşaf gelişmişliğin göstergesiydi?