Doğal bir yükselti üzerinde bulunan atina akropolisi'ndeki (yukarı şehir) yerleşimin geçmişi tarih öncesine uzanırken miken döneminde önemli bir yer halini alır ve bu dönemde akropolis surlarla çevrilir. Bugün akropolden yükselen eşsiz yapılar ise Pers Savaşı'nın ardından, i.ö. 5. yüzyılda Perikles'in başlattığı imar faaliyetleri ile gerçekleşir. Akropolis, heykeltraş Phidias'ın yönetiminde Iktinos, mnesikles ve kallikrates gibi ustaların elinden çıkma yapılarla yeniden inşa edilir. Bu yapılar arasında en göz alıcısı Parthenon olarak bilinen Pallas Athena Parthenos Tapınağı'dır. Bu yapı perslere karşı kazanılan zaferin anısına inşa edilir ve daha sonra Attika Delos Deniz Birliği'nin hazinesi olarak kullanılır. Akropolis'teki ikinci büyük yapı ise Erekhtheion'dur. (i.ö. 421 - 405). ismini mitolojik antik yunan kralı erechtheus'tan alan, tanrılar ve mitolojik kahramanlara adanan yapının dış cephesini karyatidler (kadın biçimli sütunlar) süsler. Diğer bir göz alıcı yapı ise Nike Tapınağı'dır. Akropolis'in en eski ion üslubunda inşa edilen bu tapınağında, yazar Pausanias'a göre Nike'nin ahşap kült heykeli bulunmaktadır. Akropolis'in bir diğer ünlü yapısı ise Propyleion'dur. (anıtsal kapı) Bu kapının savunma amacı taşımadığı, daha çok kutsanmış akropole girişin ancak uygun kişiler tarafından yapılacağını simgelediğine inanılır. Unesco dünya kültür mirası listesi'ne 1986 yılında alınan Atina Akropolisi'nde restorasyon çalışmaları devam ediyor. (Atlas, Dünya Kültürel Miras Atlası, 2008)