Mâveraî bir bulut yığınının damla damla ümitle yenilediği bir mevsimde, bir damla da suskunluğunu bozan öküzün kalbine düştü. Sabır çanağının taşmasına bir damla kalmıştı ki taşıverdi. Tufeylî ruhların elinde oyuncak, mâna bütünlüğünü kaybetmişlerin elinde tutsak olduğu günleri hatırlıyor ve ''yetmez mi?'' diyordu. Aslında sabırlıydı; ama alabora olmuş ümidi, kıyıya vurmuş sevgiyi de görünce dayanamadı daha... Karar verdi, uçsuz bucaksız, mis kokulu kırları keşfetmeye gidecekti...