sene 1963, aylardan mayıs, günlerden pazar. o zamanlar otobüste sigara içilebilmekte tabi. aksaraydan kalkan otobüsümüz beşiktaşa doğru yol alırken, bir kadın bindi otobüse. tam bir istanbul hanımefendisi. ben koridor tarafında oturuyorum. bir benim yanım boş birde yandaki artist adamın. kadın biletini verirken adamla göz göze geldik ve benim kadının yanıma oturmasına dair ümitlerim, bir anda yerini ümitsizliğe bıraktı. içimden münir nurettin selçuk efendiye ait 'beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın' eserini söylemeye başladım. adam bu halimi anlamış olcak ki yüzünde iğrenç bir tebessüm oluştu. kadın adama doğru yürüyordu ve tam oturacaktı ki 'ya benimsin ya da boş koltuklarınsın' diyerek adamın yanına çat diye oturdum ve kadın da benim yerime oturmak zorunda kaldı. büyük bir zafer kazanmıştım ve adamın yüzündeki tebessüm nefrete dönüştü. adamın belasını s*kt*m. kadın da komşudaki kaza göz diktiğinden elindeki horozdan oldu.