gerçeklerin en soğuğunda kıllarla bezenmiş simasına, tek başınalığın dört bir yanına sarmışlığı mı düşürmeliydi tuzlu göz fışkırkıtısı.. yoksa hiç yaşayamadığı mutluluk taşan hayallerinin kırıkları mı batmalıydı kilosuna lira biçilen o kocaman kalbine. kendini türk kasaplarına feda edecek kadar güçlü müydü bu hayal kırıntılarını kuyruk sapıyla süpüren eşek gözlü öküz..
bilmiyordu, nerden bilebilirdi öküz en nihayetinde..