yani hemen hemen bütün evlilikler böyledir. yani ask denien seyi her an hissetmezsin, sonucta ask, evlilikte fiile dökülmüs vaziyettedir. mesela alisverise gidilecektir. dolap tamir edilecektir, bunlar aslinda hep asktan dolayi yapilir, ama müsterek hayata gecilmis, askim canim cicim kismi sona ermistir, o andan itibaren müsterek hayatin pratik gereksinimleri karsilanmaya baslanmistir. sen o an dolabi tamir ederken, ben bunu askimdan dolayi tamir ediyorum,diye düsünmezsin, sadece dolabin tamir edilmis olmasini düsnürsün.
alisverise gidilecektir, hanim bir alisveris listesi yapmistir, gider o listeye göre alisveris yaparsin, orada kafanda "vay be ben bu alisverisi bilmem kac yil önce evlendigim aziz karim icin yapiyorum" demezsin, "ulan yanlis bir sey almayalim da evde durup dururken firca yemeyelim" diye düsünürsün.
yani sonucta ask, isin basinda birlestirir, birlesim gerceklestikten sonra is, fiillere dönüsür. cünkü yaptigin herseyi aslinda "askin" yüzünden yapiyorsundur. aslen ben yalniz yasasam hayatta aksam yemeginde üc kap yemek yok diye gocunmam, ama evlenince karin seni sevdigi icin o yemekleri yapar, sen de onu sevdigin icin o yemegin parasini kazanir, alisverisini yaparsin. ama illa da "seni seviyorum" demene gerek yoktur, o sevgi, filedeki patlican, tabaga gelmis "karniyarik" seklinde fiile dökülmüs durumdadir.