la chute

entry25 galeri
    14.
  1. albert camus insan soyunun ipliğini pazara çıkarıyor. Düşüşlerdeyiz mütemadiyen.

    çok değil 6 gün önce bu kitabı okumamış bir zavallıydım. Yazık!
    Şimdiyse bu kitabı okumuş bir zavallı... komik!
    sen mi büyüksün albert yoksa insan soyu mu küçük?

    altı üstü kalın kalın çizilen satırlardan bazıları:

    - meslek ya da eğilim gereği, insan üzerinde çok düşündüğümüz zaman, primat maymunlara özlem duyduğumuz olur. Art düşünceleri yoktur onların.

    - canı sıkılıyordu hepsi bu, insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu. böylece karmaşa ve dram dolu bir yaşam yaratmıştı kendine.

    - her insanın temiz hava gibi kölelere ihtiyacı vardır. (...) kısacası asıl olan karşıdakinin yanıt verme hakkı olmaksızın insanın kızabilmesidir.

    - evet cehennem böyle olmalı: tabelalı caddeler ve düşüncesini anlatma olanaksızlığı. insan, kesin olarak sınıflandırılmıştır.

    - sanki gerçek arzum dünyanın en zeki ya da en cömert yaratığı olmak değilmiş de, yalnızca her istediğim kişiyi dövmek, hem de en ilkel biçimde en güçlü kimse olmak değilmiş gibi. gerçek şu ki her zeki insan, iyi bilirsiniz bunu, bir gangster olmayı ve salt şiddet yoluyla toplum üzerinde egemenlik kurmayı düşler.

    - gerçek aşk pek az rastlanan bir şeydir, aşağı yukarı yüzyılda iki ya da üç kez görülür.

    - insanlar gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına ancak siz öldüğünüzde inanırlar.

    - insanlar bulgulama bakımından ne kadar yoksul. bir nedenden ötürü intihar edilir sanırlar hep.

    - ne kadar küçük olursa olsun, onlara bizi yargılama için fırsat vermeyelim. yoksa paramparça oluruz.

    - mutluluğunuz ve başarılarınız ancak bunları cömertçe paylaşmaya razı olduğunuz takdirde affedilir.

    - ben ancak spor yaptığım zamanlarda ve kışlada kendi zevkimiz için temsil ettiğimi piyeslerde oynarken gerçekten içten ve coşkulu olmuşumdur.

    - gerçekten de gülünç bir korku peşimi bırakmıyordu: insan tüm yalanlarını itiraf edemeden ölemezdi.

    - çırpınıp durduktan sonra, o küstah büyük havalarımı tükettikten sonra çabalarımın yararsızlığından dolayı cesaretim kırılınca insanlarla düşüp kalkmaktan vazgeçmeye karar verdim. yoo, hayır ıssız ada aramadım. ıssız ada kalmadı artık. yalnızca kadınlara sığındım. bilirsiniz onlar, hiçbir güçsüzlüğü geçekten mahkum etmezler: daha çok bizim güçlerimizi aşağılamaya ya da silahsızlandırmaya çalışırlar. işte bu yüzden kadın savaşçının değil suçlunun ödülüdür.

    - sevmek ve sevilmek ihtiyacında olduğumdan aşık olduğumu sandım. başka bir deyimle, aptallık ettim.

    - evet ölümsüz olma isteğiyle yanıyordum ben. aşkımın değerli nesnesinin hiçbir zaman kaybolmamasını arzu etmeyecek kadar çok seviyordum kendimi.

    - alkol ve kadınlar itiraf edeyim ki layık olduğum tek ferahlığı sağladı bana. (...) gerçek sefahat kurtarıcıdır, çünkü hiçbir yükümlülük yaratmaz.

    - hiç kimsenin masum olduğunu kesinlikle söyleyemeyiz. oysa herkesin suçlu olduğunu kesinlikle onaylayabiliriz. her insan başkalarının suçuna tanıklık eder, inancım ve umudum bu benim.

    - insanın masumluğunu reddeden her teoriden ve ona suçlu gözüyle bakan her pratikten yanayım.

    - hey gidi küçük sinsiler, komedi oynayanlar, ikiyüzlüler, nasıl da dokunaklı bir halleri vardır onların. inanın bana, hepsi böyledir, göğe küfrettikleri zaman bile. ister tanrıtanımaz olsunlar ister dindar, ister Moskovalı olsun ister Bostonlu...

    - benim neyi hayal ettiğimi bilir misiniz: tüm yüreği ve bedeni kavrayan dolu dolu bir aşk, gece gündüz hep sarmaş dolaş, neşeli ve coşkulu 5 yıl boyunca böyle ve sonra ölüm. Yazık ki bu yok!

    - her yanım kül içinde, ağrıdan saçlarımı yola yola, yüzüm tırmık tırmık, ama bakışlarım delici keskin, tüm insanlık karşısında durmuşum, utançlarımı özetleyerek, yarattığım etkiyi gözden kaçırmadan ve "sonuncunun, sonuncusuydum ben" diyerek. o zaman sözlerimde ben'den bize geçerim. (...) işte biz buyuz'a vardığı zaman ne mal olduklarını söyleyebilirim onlara. ben de onlar gibiyim, kuşkusuz aynı kumaştanız hepimiz. Yine de benim bunu bilmek gibi bir üstünlüğüm var, bu da bana konuşma hakkı veriyor.
    ...

    üzerinde durup, düşünme vakti hindii.
    6 ...