yetenek sizsiniz'in büyük finalinden sonra, şapkasını önüne alıp iyice bir düşünmesi gereken televizyoncu.
şimdi acun'u az çok tanıdı türk halkı. reytingin nereden geleceğini çok iyi bilen bir adam bu acun.
ama şu programdan sonra bilinçli izleyici, işin içindeki bit yeniklerini çözdü gibi sanki bea.
sözlükleri takip ediyorsun belli ki acun. şunu bil ki, her geçen gün izleyici kitlen artıyor. ama bu kitle, ne yazık ki bilinçli genç izleyicilerle değil; sabah izdivaç programları izleyen menopoz teyzelerle artıyor. genç ve bilinçli izleyici kitlesi ise giderek terkediyor seni. ve onlar terk ettikten sonra, bugun seni izleyen izdivaç teyzeler yarın senin adını bile hatırlamaz.
şimdi şunu biliyoruz ki; bugun evlendirme programlarıyla reytingleri tavana vurduran kişilerin, bundan bir kaç sene sonra adları bile hatırlanmayacak. çünkü onların izleyicisi, gerçek değil.
bugün, izdivaç tiryakisi 70 yaşındaki teyzeye: "izdivaçı sunan kızın adı ne bilion mu teyzecim?" diye sorsam; "ne bilem ben. ayşe mi fatma mi, kim bilir?" der. ama sabahtan akşama kadar da aval aval izler o programı.
şimdi eminim ki, evlerinde "zavallı bilal" kazanamadı diye hayıflanan teyzeler var. ama şunu sen de, ben de çok iyi biliyoruz ki, sen o bilal'in kazanmasını istemiyordun zaten. hatta eline ilk beşin listesi geldiği anda, listenin başında bilal'i gördün ve bir anda tırstın. yüz ifaden o kadar açık ve netti ki.
samimiyetin hakkında bir fikrim yok elbette. belki gerçekten de o çocuğa destek olmak, ona yaşam enerjisi vermek istiyordun. amma velakin yanlış yaptın. eğer gerçekten bu olsaydı niyetin, o çocuğu o programa çıkartmazdın. çocuğa para kazandırmaksa olayın, kutu açtırmak çok daha mantıklı olurdu belki. orda yarışırken sms'lerin büyüsüne kapılıp şımarmazdı o çocukcağız da. paşa paşa yarişir, parasını alır giderdi. emin ol onun için daha acısız olurdu böylesi. ki orda da türkü çığırıp, adını duyurabilirdi.
ne oldu şimdi? yaşam enerjisiyle mi doldu o çocuk? zamanında bbg'lerde, gelinim olur musun'larda ünlü olup sonradan g.t gibi ortada kalan insanların yaşadığını yaşadı. yarın kimse ne adını ne kendisini hatırlayacak o çocukcağızın. o da tek rakibim "türk hava yolları", "nefsim bana yeter" diye ortalarda dolaşa dolaşa heba olacak.
e seni izleyen gençler de, "bu adam da anca duygu sömürüyor" diyerek seni yaftalamış olacak. belki sen bunu duygu sömürmek için yapmadın ama, insanlar buna inanmaya başladığı anda ne olur bir düşün istersen? o zaman kim izleyecek seni be acun, kim?