ali şeriati 1972 eseridir. kitabın orjnal ismi. 'çehar zindan-i insan'
yüksek sosyal hizmetler okulunda kız öğrencilere sunduğu konuşması.
içeriği: insan mefhumuyla ilgili çeşitli tarifler. insanın özellikleri; şuur, seçme ve yaratıcılık. insanın zindanları; tabiat, tarih, toplu ve nefis. insanın bu zindanlardan kurtulmasının yolu.
--spoiler--
dördüncü zindan, zindanların en kötüsüdür, insan bu zindanda tutsakların en acizi durumundadır. bu zindan, 'kendim'dir. şaşılacak şeydir ki tarihin akışı boyunca insan önce anılan üç zindandan kurtuluşunu daha ileri ölçüde saylayabilmiş olmasına, bugün bu üç zorlayıcı gücün baskısından her çağdakinden daha fazla kurtulmuş bulunmasına, bu üç zorlayıcıya her zamankinden fazla egemen olmasına karşın, dördüncü zorlayıcı güç, yani 'kendi'si, kendi zindanı karşısında da her dönemden daha çok, hatta teknoloji ye sahip bulunmadığı, doğal bilimleri bulunduğu, toplumbilim ve tarih felsefesini kavramamış bulunduğu dönemden daha çok çaresiz, acizdir.
çağdaş insanın bu dördüncü zorba gücün tutsağı durumunda kalışı, ilk, ikinci ve üçüncü zindandan kurtuluşunu da yararsız ve anlamsız kılmaktadır. çağımızda doğa, tarih ve toplum zindanından kurtulan insan anlamsızlık ve boşluk duygusunun bunalımına düşmektedir. niçin? çünkü özgür değil, dördüncü zindanın tutsağıdır. önceki üç zindandan kurtulması ile mutsuzluğu da başlamaktadır. bir yazarın dediği gibi, bir zorlayıcı gücün sınırları içinde uykuya dalan insan için 'ne yapayım bilmiyorum!' bunalımı, eziyet ve zahmeti yoktur. çünkü bir girişimde bulunmaz.
gelgelelim çağdaş insan 'ne yapacağı' konusu her zamankinden fazla güç sahibidir. ne var ki 'ne yapması gerektiği'ni de her zamankinden az bilmektedir. bu üç zindandan kurtulmuş olması gereken, doğaya egemen veya kendi toplumuna egemen olan insan kendi zindanı içinde çaresi ve tutsaktır. niçin öz zindanından çıkamıyor peki? bu zindandan kurtulmak zordur çünkü. zordur, çünkü üç önceki zindanın benim varlığımı çevreleyen dört duvarı vardı ve ben orda tutsaktım. tutsak olduğumun bilincinde idim. yerçekimi gücünde idim, hatta göçebe olduğum dönemlerde bile bu bilincim vardı.
ırmak kenarında olduğunu, şu halde ister istemez balıkçılıkla geçinmem gerektiğini, yöremde yalnızca orman bulunduğunu, şu halde yazgımın avcılık olduğunu biliyordum.
bu zorlayıcı güçleri geçmişte duyumsuyordum. ne var ki bu dördüncü zindanın duvarları çevremi kuşatmıyor. bu zindanı kendimle birlikte taşıyorum. bu sebeple, bu zindanın bilincine varmak ve onu tanımak, bütün diğerlerinden de güçtür. zindanla tutsağı birleştirmektedir. hastalık ve hasta birleşmektedir. bu sebeple bu hastalıktan sağalmak çetindir.
--spoiler--