Sie stehen eng umschlungen
ein Fleischgemisch so reich an Tagen
wo das Meer das Land beruhrt
will sie ihm die Wahrheit sagen
Doch ihre Worte frisst der Wind
wo das Meer zu Ende ist
halt sie zitternd seine Hand
und hat ihn auf die Stirn gekusst
sie tragt den Abend in der Brust
und weiss dass sie verleben muss
sie legt den Kopf in seinen Schoss
und bittet einen letzten Kuss
und dann hat er sie gekusst
wo das Meer zu Ende ist
ihre Lippen schwach und blass
und seine Augen werden nass
Der letzte Kuss ist so lang her
der letzte Kuss
er erinnert sich nicht mehr
Elimden geldiğince çeviriyorum:
Sis
Birbirlerine sıkıca sarılarak duruyorlardı
birbirine girmiş tenler, dolu dolu, o buluşmada
okyanusun bittiği yerde
o (kadın) gerçeği anlatmak istiyordu
fakat rüzgar sözlerini (kadının) alıp gitmişti
okyanusun bittiği yerde
ürpertiyle o'nun (erkeğin) elini tuttu
ve o'nu alnından öptü
akşamı göğsünde taşıdı (kadın)
ve yaşamak zorunda olduğunu bilerek
kafasını dizlerine götürdü
ve son bir öpücük istedi
ve o (erkek), o'nu (kadını) öptü
okyanusun bittiği yerde
o'nun (kadının) dudakları güçsüz ve soluktu
ve gözleri yaşardı (erkeğin).
son öpücük uzun zaman önceydi
son öpücük
o (erkek) artık hatırlamıyor...