acıkan karnımı yatıştırmak üzere, o izbe mahallenin köhne bakkalına girdiğimde tek niyetim bi' adet topkek almaktı, rus edebiyatına öykünüp bakkalı başımla selamlamak değil.
hatta bakkalla muhabbet eden kızıl saçlı, ince belli güzel bir hatunla tanışmak en son aklıma gelecek şeydi. fakat her zaman her şey planlandığı gibi olmuyor elbet. her neyse..
uzun süredir sevgilim yoktu. huysuzdum çünkü. herkese bir kulp takıyordum. herkes de bana bir kulp takıyordu böylece. bir kızla diyaloğum en fazla 'içtiğim içkiye meze' olarak kalıyordu bu dönemde. ama onunla her nedense farklı oldu. kibarlaştım. uzun süredir kibarlaşmadığım kadar. kibarlık kızlar üzerinde etkili bir faktörmüş. küfür, her daim dile gelmesi hoş bişey değilmiş. ama inci sözlüğün etkisinde kaldığım bir dönemde küfür etmeden birileriyle diyaloğa girmek çok kolay değildi benim için. zoru başarıp küfür etmedim, tavlayıverdim ince belliyi.
bir başka özelliği daha vardı bazıları için. benim için değil ama, kürttü o ince belli. bunun da konumuzla hiçbir ilgisi yok gerçi.
çok güzel bi' 2 gün yaşadım. günlerden sevgililer günü. sevgililer gününde saplar partisine katılmayı düşünürken ben, şimdi güzel bi' kızın koynunda uyuyordum. ama bu kızın da bir kusuru vardı henüz bilmediğim.
2. gecemizin geç saatlerinde telefonumun sessizde olduğunu farkedip bi' bakayım dedim arayıp soran olmuş mu diye. evet, 2 cevapsız arama bir de mesaj vardı. önce mesajı okudum.
'ya sen ne biçim adamsın, siktir git. bir daha aramıyorum sen de arama'.
daha önce 'beklenti fazlası arkadaşlar' nâmına bir kaç kelâm etmiştim. onla ilgili bu da. bir kız arkadaşım, çok samimiyiz. ezel izlerken telefonumu sessize aldığımdan dolayı 2 kere aramış ve ben de açmamışım. ardından hemen bi' mesaj atmış, bu satırları içeren. cevap attım hemen.
'noluyo yahu, rahat yok mu bi' kızım, bi' hatun yaptım onunlayım. ezel izlerken de telefonu sessize aldıydım. neler saçmalamışsın öyle, eğer niyetin böyle saçma sapan bişeyde siktirip gitmekse git, tutamam' yazdım.
ardından bir silsile geldi, saçmalıkta sınır tanımayan.
neyse tüm bunlar sorun değil, ama ben oldum ekmeğimden; o değil.
duştan çıkan 'ince belli' geldi ve ben sızmışken beni dürtüklemek eyleminde çığır açarak uyandırdı. ve o sihirli iki kelimeyi söyledi;
'siktir git!'
gecenin 3'ünde, bilmediğim bir coğrafyada sokakta kalmıştım. ciddi biçimde sorun teşkil ediyordu bu durum. bu coğrafya kelebek, gasp ve aklıma getirmek istemediğim başka şeyler barındırıyordu çünkü.
hemen taksi arayışına geçtim, kısa bir süre sonra şansım da yaver gitti ve buldum taksiyi.
ince belli ile aramı düzeltmek için 3-5 gün bekledim. şansımı denedim, olmadı. tam bir şeyler yoluna girmişken, aradığım kişiyi buldum galiba derken ben gene başaramamıştım dış etkenler yüzünden. amına koyayım o dış etkenlerin.
..derken 1.5 ay geçti işte, denedim tekrar şansımı, oldu lan. ince belliyle arayı düzelttik. güzel bir gece geçirdik. gerçi gene saçmalıyo biraz ama olsun. idare ediyore. sabah dersaneye gitsin diye 6'da kalktım, evden postaladım. tekrar uyuyayım dedim, birazcık daha uyudum. uykumdan titreyerek ve irkilerek uyandım. o'nu gördüm çünkü yine. o, 2.5 senedir unutamadığım. o, sanırım aşkından asla arınamayacağım.
rüyamı anlatıyorum size;
bir evdeyim. o'nun evi. o bana sarılıyor. 'aşkım' diyerek, içten, sıcak. kokusunu hissediyorum, sesini duyuyorum. bunun gerçek olmadığını kimse inkâr edemez. sanki paralel bir evrende birbirimize sarılıyoruz ve o pişman oluyor. 'pişmanım aşkım..çok pişmanım' diyor. ağlıyor. o ağladıkça benim içim acıyor, içim ağlıyor. acı tüm bedenime işliyor. 'bebeğim, geçti artık' diyorum. 2.5 sene sonra tekrar sevgilim o benim. ne kadar mutluyum. ah ne kadar mutluyum.
uyanıyorum sonra. allah belasını versin, uyanıyorum. yanım boş. yatağım boş. yatağımda o'nun değil başkasının kokusu var. emin olmak için gözlerimi açıp kapıyorum, yatağı, çarşafı, yastığı kokluyorum. allah belasını versinki başkasının kokusu bu. 'yaaa sikiyiiim!!!!!!!!!!!!!' diyorum. sabahın köründe, bir pazar sabahı, bok gibi başlıyorum güne.
bari diyorum, bahane bu olsun. nostalji yapıyorum. 7 sene önce sikko bi' ergenken yaptığım aktiviteyi dejavulaştırıp bira & cornflakes ile kahvaltı yapıyorum. kahvaltı bitince cornflakes tabağını kaldırıyorum, yeni bir bira açıyorum.