sanırım hersey 99 yılında basladı.ortalıkta vasıfsızca dolasıp "yaşımıza uygun" davranırken what's my age again klibini gördük mtv.de.bi anda içimiz ısındı bu adamlara **
nese cıvımadan devam edeyim.tanrım bu ne güzel şarkı,ne güzel kliptir,kimsiniz lan siz derken blink 182 araştırılır diğer enema of the state şarkıları dinlenir grup iice sevilir.ben ve benim gibi tineyç arkadaşlarım enema of the state albümünü yalarken 2 sene geçer ve bu arada blink 182 dünyanın en iyi albümünü çıkarır take off your pants and jacket çıkar artık sevgimiz farklı bi boyuta gelmiştir.göt kadar boyumla,günde 1 simit bir üçgen peynir.e yetecek harçlığımdan biriktirdiğim paralarla (çöpe atılan çukulata kağıtlarını yalıyodum * ) karşıyaka dnr'a gidilip bu dünyanın en iyi albümü alınır her lirasına değecek şekilde ve trilyon kere dinlenir.
bu arada her önüne gelene blink 182 dinletmeye çalışır bünye,seven olur hemen öpülür en güzel yerlerinden."bu ne lan punk mı bu" diyen olur ağzına süpürgeyle vurulur anında.(ha bu arada nasıl bi sevgiymiş bu arkadaş.hoşlandığım kızlara kendimi böle övmedim lan blink 182'i övdüğüm kadar,sanırım sol kolumun güçlenmesinin sebebi de blink 182 ama bu da ayrı bi konu)
2 sene daha geçer biz iyice büyürüz,onlar da bizle büyür,robert smith'le fln takılmaya başlarlar.bu haline ne yazıkki bi türlü alışılmaz.hani eski bi dost vardır ya süper uyuyodur kafalar,yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmiyodur,ama bişey olur bir anda biraz değişirler gibi gelir size,iyiydik lan böle demek istersiniz ama diyemezsiniz kırılır diye eski dost bole sevmeye çalışırsınız eski günleri düşünürsünüz ** ,belli etmezsiniz durumu.bi de bakarsınız alakasız alakasız kişiler çok sevmeye başlarlar dostunuzu(herkesin dilinde i miss you falan).son olarak gene candır,canandır dersiniz ve alışırsınız yeni haline de.
aradan çok az süre geçer okuldasınızdır.* ogün canınız fena sıkkındır sanki kötü bişi olcakmış gibi.etrafta küçük emrah gibi dolaşırsınız,cengizden yarım ekmek arasına iki lavaş yerken,bi arkadaşınız felaket tellalı gibi başınızda biter.* lan ampul,senin bilinkvaneytitu dağılmış bu işe ne dicen? der."hayırrr" die haykırırsın son lavaş lokmasını da * ağza atarsın ve düşüncelere dalarsın,olabilr miydi lan bole bisey senelerdir beraberdik,iyiydik lan böle nerden çıktı bu dağınıklık dersin.her allaan günü şaka yaptık gene desinler die beklersin ama nafile.
7 sene geçer üstünden.bu süre içinde sevginden bişey kaybolmaz,etrafta onlara benzer binlerce grup türer ama hiçbiri blink gibi olmaz,olmucaktır devam edersin nerdeyse her allaan günü blink dinlemeye,yutup.tan konserlerini kliplerini izlemeye,bi cafede,barda onlar çalınca ağzında oluşan salak sırıtmayı ardından gelen hüznü önleyemezsin.
gene bole bigün tekrardan birleştiklerini öğrenirsin,fütursuzca sevinirsin gene eskisi gibi hoplarsın zıplarsın,bu süre zarfında blink.i sevdirdiğin 10larca arkadaşın da senle beraber sevinir * ve en kısa sürede çıkarcakları albüm dört gözle beklenir.
(bkz: o hikayedeki mal benim)
şaka maka hayatımın grubuydu blink 182 .onların şarkılarında eğlendim onların şarkıları hüznüme eşlik etti.
bu süre zarfında öğrendiğim bişey.de bazı gruplarla fanları arasında gerçekten bir bağ vardır,özel bi bağ...blink 182 da bu gruplardan biriydi.internette yolda barda biri kötüleyince blink.i hemen blink seven biri çıkar ölesiye savunur kendini savunmucağı şekilde.belki ben çok abartıyorumdur ama senelerdir gördüğüm bu.
son olarak ilk günkü heyecanla yapcakları işleri bekliyoruz mark hoppus, tom delonge ve travis barker abilerimizin...*