kendisini bir ilahiyat profesörüyle aynı kefeye koyanların acaba hiç çarşamba'ya gidip orayı görüp görmediklerini merak ediyorum. zira bir profesörün her ne kadar görüşlerine katılmasan da, oraya gelne kadar harcadığı emek için saygı duymak zorundasındır. (en azından ben kendimi saygı duymak zorunda hissederim.)
acaba hakkında yorum yapanların ismailağa camii'nin yerini bilip bilmediğini de merak ediyorum. caminin bulunduğu muhitte* başı açık insanlara nasıl davranıldığını hiç görüp görmediklerini bilmek isterim. ama bunlardan hiçbiri önemli değil denirse; sadece üniversitede ders veren bir hocayla, cemaatinden aşırı derecede para toplayan, bir vicdan işi olan din işini, bu kadar ticarete döken -tekrar söyliyeyim- "ne idüğü belirsiz" bir adamın aynı şey gibi gösterilmesi ne kadar doğru olur onu bilmek isterim. işte sıfatlar ve eylemler kefe aynıysa benim daha diyecek başka bir şeyim yok.
