delilerle dolu, tabanı çimenlik bir alanda yerdeki boşluklardan aşağı düşüyorum. aşağıda kafesin içinde bir devekuşuyla karşılaştıktan sonra yerin altında yukardaki malların haberi olmadığı bir hastane kısmı olduğunu görüyorum. önümdeki kapıyı açıp giriyorum. fakat doktorlar beni görmesin diye saklana saklana gidiyorum. bir yerde karşıdan bir doktor geliyor, ben de ışığın uzanamadığı loş bir köşe bulup ayaklarımı kendime çekip nazca cesetleri gibi duruyorum ve o zamanlar belime kadar gelen siyah saçlarımı önüme atıp kendimi kapıyorum, gölgenin içinde kayboluyorum. görmüyo dallama doktor. sonra ilaçların olduğu odaya gidip üstüme dört cepli bir doktor önlüğü geçirip ceplerine de kas gevşetici iğneleri dolduruyorum. atıyorum kendimi koridorlara koşuyorum. önüme doktorlar çıktıkça basıyorum iğneleri üçlü beşli, uzuvlarını tutamıyolar kekolar sümük gibi gevşeyip gidiyolar. sonra uyandım yarıldım, sen de yarılın istedim sözlük.