hiç umulmadık bir anda vefat eden babamın defin işlemi bittikten sonra evine girdim. yatağı en son bıraktığı gibi duruyordu. yastığını alıp kokladım. her kucaklaşmamızda hayatım boyunca bana güven, huzur ve karşılıksız sevgi hissi veren o tertemiz sabun kokusuyla karışık onun kendi kokusunu bir kez daha ve son kez içime çektim. çalışma masasının üzerinde bilgisayarın yanında kendi el yazısıyla bana yazdığı, ama göndermeye fırsat bulamadığı mektubu buldum. bilirdi beyaz kağıda dolmakalem ile yazılmış bir mektuba kutsal bir emanet gibi değer verdiğimi ve hergün telefonda konuşmamıza rağmen bana haftada bir mektup yollardı. o son mektubu güzelce katlayıp cüzdanıma koydum, son bir kez yastığını kucakladım ve kokladım. artık bu kokuyu duyamayacağım gerçeğiyle yüzleşmek, hayatımda kabullenmek zorunda olduğum en acı gerçek oldu.