Fenerbahçe böyle maçlarda oynaması gerektiği gibi oynadı, tek zaafiyeti hucumda ortaya çıktı. Bunun kaynağı da bulduğu en az 5-6 müsait topta, öldürücü pas atamayan, kör noktalara vuramayan, rakibi şaşırtamayan Alexti, sen defans yapamıyorsan,hiç koşmuyorsan, o zaman ekstra birşeyler yapacaksın ki fark yaratım pozisyon olacak.Gelip önder turacı mı atacak ara topu..nitekim yapamayacak bir adam değil Alex. Ama yapmıyor işte.. Sıkıntı da burdan doğuyor. Alalım ozaman Inamotoyu hiç olmassa koşturur biraz, ne eksiği olabilir ki Alex'den..
Ayrıca daha 5.dakkada el kol hareketlerine başlayan Appiah efendi, kendi oyununa bakarsa esas mütemadiyen kendisini tokatlaması gerektiğini de anlayacaktır.
Fenerbahçe takımı hanedanlık gibi oldu, prensler oluştu kadroda, kulağı çekilmeyen, yedeğe çekilmeyen, yediği önünde yemediği arkasında prensler, en kötüsüde ordularının başında savaşa gitmeyen prensler!
Mehmet Y. Çıkarken oyundan elinle kalbini gösteriyordu.. Bu bir şov değil bir isyandı,yüreğimi koydum diyodu, bunu belirtme gereği duyuyordu çünkü koymayanlar olduğunu düşünüyordu, kalbiyle oynamayanları, ne sen ne ben, en iyi sahadaki görür, yozgatlı bize sinyalı çaktı, anlayana..
En çok beni umutlandıran şey, defans kurgusunun oturmaya başlaması.Bugün Burda Liverpool olsaydı yine o kadar pozisyonu verirdi. Yediğimiz golde de yenebilecek talihsiz bir gol, kurcalamaya değmez diye düşünüyorum.
Lugano çok değerli bir oyuncu ve harcanmaya başladı, hatta devre arasında gönderecek nerdeyse bizim basın. Dün neden G.Amerikada en iyi defans seçildiğini gösterdi bize, çok hırslı ve çok içten, tam Fenerbahçenin aradığı, karakterli futbolcu, tıpkı Kezman gibi, Bunlar yıpratılmazsa FB nin yeni prensleri olacak, ve takımıyla birlikte savaşa en önde girecek, ve kazanacak.. Sadece artık niyetin iyiyisini kötüsünden ayırabilmeliyiz. Yönetim, taraftar ve camia olarak.
