Halisünasyon görmüyorsam ağustos ortalarıydı, telefon çaldı, tabi ödemeli, kabul etmedim. Aradan 10 dakka geçti geçmedi, bi arama daha, tabi ödemeli gene, lanet olsun diyip kabul ettim, baktım pena " Kanka naber ya epeydir görünmüyon " dedi, hoş beş muhabbet ederken benim tarihe ve özellikle mısırlılara olan ilgimi bilen pena konuyu mısırlılara getirdi, pena: " kanka ben kahire'deyim ya gelsene senle piramitleri gezeriz." dedi, " Tamam hacı "dememle, havayollarının sitesinden kahire bileti almam bir oldu. Neyse geldik kahire'ye, telefon çaldı, açtım telefonu, tabi ödemeli gene, arayan kim olsa iyi ? Pena ?!!. Bana kaldığı otelin adresini verdi, neyse atladım taksiye gittim. Otele vardım, resepsiyon çağırdı bunu aşağı. Neyse geldi bu lobiye, tabi gene yanaklar kırmızı kırmızı, gözlükler buğulanmış falan, " Noluyo lan ? " dedim, " Sorma pelin dedi, geçen gece diskoda efendi efendi eğlenirken bir grup kız geldi, beni zorla bu otele getirtip suit oda kiralattılar, gel bak yukarı gösteriyim " demez mi, ben tabi bir dakika bile kalamazdım orada artık. Tam döndüm gerisin geri gidicem, kolumdan tuttu, bırak kolumu leyn diyip ağzının orta yerine bi dirsek yerleştirecektim ki " Şaka kanka 1 saate hazırlanıp gidicez piramitlere valla " dedi ve ekledi " yalnız bende para yok", sorun diil dedim. Neyse, 2 saat kadar sonra piramitleri tam karşıdan gören bir dağa götürdü bizi, " Ne işimiz var burda ? " şeklindeki safiyane soruma, bu bizim pena sağ elini göğüs hizasında kaldırarak, aynı bu ikiliye dikkat filmindeki gibi,elini soldan sağa doğru yaklaşık 45-46 derecelik bir açıyla (bkz: gereksiz bilginin dibine vurmak) piramitleri kapsayacak şekilde " işte buraların hepsi benim" demez mi? Ben orda kendimi kaybetmişim, " Ya Allah" diye bağırmamla sırt çantamdaki levyeyle buna girişmem bir oldu. Bağırıyorum bi yandan da " seni bana sayıyla mı verdiler ulen " diye. Sonrasını hatırlamıyorum, kendime geldiğimde nihayet piramitlere varmıştık.Geziyoruz içeride işte, rehber de bi yandan anlatıyor, falanca firavunun falan fişmekan sırasında yaptıklarını resmeden bu hiyeroglif falan diye, bi de bilirsiniz, piramitlerle ilgili geyikler dolanır etrafta, piramitlerin içinde sonar cihazı çalışmaz,
ultrason cihazı çalışmaz, bir kaba süt koyduğunuzda cilt losyonuna dönüşür falan diye. Baktım bizimki, elinde sonar cihazı " napıyon hacı ? " dedim, yaw hakkaten çalışmıyo mu diye bakıyorum dedi. Sinirlendim, buna sümsüğü çakacakken tur rehberi " hiştt siz ikinzi kendi aranızda konuşmayın, kara kız sen söyle bakim ne dedim benen son. " diyince, özür diledim tekrar dinlemeye başladım rehberi. Aradan 10 dakka geçti geçmedi, baktım bizimki bir kaba süt koymuş, başında bekliyor benim soru işareti dolu bakışlarımdan ötürü şöyle bi cevap verdi : " Yaw, mısır'a uçak bileti, otel masrafı bilmem ne derken çok tuzluya kaçtı, hanımın kuaför masrafı da beni bitiriyor bari şurdan cilt losyonunu bedavaya getirim de, ordan 3-5 kar edeyim " dedi. Tövbe estafurullah falan diyerek tura devam ettik piramitin içinde. Bi ara kayboldu bu, sonra geri geldi, baktım bu seferde elinde hesap makinesi bişiler hesaplıyo, " Hayırdır hacım " dedim, " iki turistle konuştumda, yaw zamanında kafayı çalıştırıp bu piramitlerin olduğu yerden bi arsa kapatmadık, şimdi ne para ediyo buralar biliyo musun ? " demez mi ? Neyse laf çok uzadı da, iyidir hoştur ama, böyle menfaatçi, paragöz bir adamdır kendisi yukarıda belirttim mi bilmiyorum ama, yazıda yaptığı tüm aramalar ödemelidir.
Kendisiyle o günden beri görüşmedim, kimileri hala mısırda olduğunu, kendisine iki göz bir piramit yaptığını, hatta pimapen falan döşetip, bir de çelik kapı taktırdığını söylüyor, bazı rivayetlere göre de, kara deliklerden birine girip zaman yolculuğu yapıyormuş sıkça. Neyse, ben tarihle ilgili ödevlerime devam edeyim, efendim, Sezarla, Kleopatra olayı ile Baltacı Mehmetle, Katerina olayları da birbirine çok benzemektedir. Zira gerek sezar gerek baltacı mehmet, hiyeroglif ve minyatürlerde, suit odadan lobiye inen, lobideki misafirini karşılayan kırmızı kırmızı yanaklı ve buğulu gözlüklü bir adam olara... laan laaaan? Ulan yoksa kara delikten geçip zaman hikayesi?
Hadi canım....