Hz. Muhammed'in efsanevi atı.
Katırdan küçük merkepten büyük, beyaz bir hayvandır. kanatlıdır. Adımını, gözünün görebildiği en son noktaya atar, güneşe benzer, şimşek gibi çakıp gider. insana benzer bir başı vardır. yakut gözlü bir kısraktır. bir uçan at, bazen de bir şahmerandır. işte Hz. Muhammed'i mirac gecesi yaptığı olağanüstü yolculukta taşıyan burak, bu sözlerle anlatılır. O peygamberleri allah katına çıkaracak güce, hıza, güzelliğe sahip bir taşıttır ve bütün yaratıklar arasında en çok ata benzer. Hz. Muhammed'in atı deyince akla ilk önce Burak gelir. Ama peygamber, hayatının bir çok aşaması iyi bilinen, atlardan uzak olması beklenmeyecek bir Arap'tı. Gerçek atları vardı: Uhud Savaşı'nda bindiği, dudağı beyaz, üç ayağı sekili sekb, bütün atları arasında en hızlısı lizaz, gücüyle tanınan zarib, ahenkle kişneyen mürteciz, uzun kuyruklu lahif, yel gibi koşan yarış atı müravi, Hz. Ömer'e hediye ettiği verd bunlardan bazılarıydı. Hz. Ali'ye hediye ettiği ak katır Düldül ise ayrı bir efsane yarattı.
Efsanevi arap atlarının, Hz. Muhammed'e bağlanmaması mümkün değildi. Böylece peygamberin beş kısrağı efsanesi doğdu. Hikayeye göre, Hz. Muhammed'in çoğu kısraktan oluşan bir sürüsü vardı. Bir gün nehir kenarına kamp kurulduğunda, Hz. Muhammed onların etrafına bir çit çekilmesini ve sulanmamalarını emretti. Bu bir sınavdı. Birkaç gün sonra, peygamberin emriyle engeller kaldırıldı, bütün atlar nehire doğru koştular, sadece beş kısrak peygamberin yanına geldi. Übeyye, Kübeyle, saklaviye, hamdaniye ve habda. Bugün kabul edilen beş arap atı soyunun bu kısraklardan geldiğine inanılır. (NTV Tarih, Şubat 2010)
