babası endülüsten anadolu'ya gelmiş ve kendisinin müslüman türk olarak tanıtmış bir islam uleması annesi ise rum olup sonradan müslüman olan bir kadındır. bedreddin' e kürt demek oğuz kağan' a kürt demek kadar abesle iştigal olup büyük bir iftiradır...
bedreddin yaşadığı çağda büyük islam alimlerinden aldığı derslerle öğrenimini tamamlayıp büyük bir otorite haline gelmiştir.
Bedreddin'in eserlerine baktığımızda, islam Hukukuna dair "Letaif ül-işarat" başta gelir. iznik'te göz hapsindeyken kaleme aldığı bu eser, "Hanefi" mezhebi ile alakalı mükemmel bir mukayeseli hukuk kitabıdır. Bunu "Camiul-Fusuleyn" adlı "Üstruşeni" ve "imadi" isimli büyük Hanefi hukukçularının kaleme aldığı "Fusul" isimli hukuk eserlerini birleştirerek ve asrın meselelerini de ilave ederek yazdığı mükemmel bir hukuk kitabı takip eder. Bu eserler tamamen "Sünni ve Hanefi" esaslarına göre kaleme alınmış eserlerdir. Bunlarda Batınilik, Alevilik veya materyalist bir "vahdet-ül mevcudculuk"la alakalı tek bir cümle yoktur.
alevilerin bedreddin'i sahiplenme çabası onun kişiliğinden pirim yapma çabasından başka bir şey değildir. alevilerin yaşam tarzı inanç sistemleriyle bedrettin'in öğretileri arasında hiç bir alaka yoktur. yoksa aleviler beddreddin'in izinden gidip özel mülkiyetçilikten vaz geçtiler de halkla mı paylaştılar ? bizim mi haberimiz yok :) öyle olsa bile demek ki aleviler hanefi bir islam aliminin izinden gidiyor demektir...
bedrretin'e göre cennet ve cehennem hepsi burada bu dünyadadır ve tüm cennet-cehennem olarak anlatılan şeyler ona göre mecazi tasvirlerden öte bir şey değildir..
Bedreddin
baktı kemerlerden dışarı.
Dışarda güneş var.
Yeşermiş avluda bir ağacın dalları
ve bir akarsuyla oyulmaktadır taşlar.
Bedreddin gülümsedi.
Aydınlandı içi gözlerinin,
dedi:
"Mademki bu kerre mağlubuz
netsek, neylesek zaid.
Gayrı uzatman sözü.
Mademki fetva bize aid
verin ki basak bağrına mührümüzü..
--spoiler--