anlam verilemez. ülkenin geldiği boyut belli, çizgisi, duruşu belli. lakin giderler verirler bu partiye halen dahi. bir kere idolleştirmişler, büyütmüşler gözlerinde. beyaz eşya, kömür dağıtımı falan baya işe yarıyor sanırım. içselleştirmenin diğer bir tezahürü...
bu işler öyle erzak, kömür dağıtmakla olmuyor. dünya giderek kirleniyor. kimileri okyanuslarda gemicikler yüzdürüyor. kimileri baba kıyağıyla direk işe giriyor. senin yüksek lisans, doktora gibi bilumum akademik vasıfların olsun, boş! Acımasız bir hayat! Ülkeni, ırkını, anneni, babanı seçemeden yaşamak zorunda bırakıldığımız garip bir gezegende yaşıyoruz, eşitsizlikler ve çifte standartlar canımızı yakıyor. Birileri açlıkla savaşırken Monte Carlo'da milyon avrolar masalara bırakılıyor. Anlayamıyorsun insanları, hayatı, düzeni, hiçbir şeyi...
kılıç gibi duruş! bu zamanda oldukça "ötekileştirilen" kavramlardan birisi. ötekileştirmenin ötesinde bir duruş, zordur. zoru başarmak gaye değil midir? sıradanlığı, basitliği çözümlemeyi herkes yapabilir. hele ki sizi temsil eden bir taraf varsa, beklentiniz artar. umut yüklersiniz. boşa ümit yüklemek de kendinize yapabileceğiniz en büyük hata olur...
işte bu yüzdendir ki , bizi biz yapan değerler çoğalmakta. Gün geçtikçe hayatı anlamaya çalıştıkça, bu güçlüğün altından kalkamadıkça da HAYATlanıyoruz.