devlet üniversitesinde okudum, vakıf üniversitelerinin birinde* de master yapıyorum...
dolayısıyla her ikisi arasında, şöyle söyleyeyim:
- kafası basmayan, zengin baba parasıyla zoraki okuyan, tiki cinsleri vakıf üniversitelerinde çoğunluk olarak görebilirsiniz. ancak ordaki tiplerin forsu derslikten ya da amfiden içeri girene kadardır.
- devlet üniversitelerindeki akademik kadrolar ne yazık ki içler acısıdır. eş dost ahbap ilişkileri gırla gitmektedir. hoca keyfi ne zaman gelirse o zaman geçirir, karşısında belli aşamaları geçmiş, bilim adına birşeyler yapmaya çalışan insanı itin götüne sokar egosunu tatmin eder. haliyle akademik kadroları sağlam olan vakıf üniversiteleri bu ve buna benzer zilyon tane sebepten ötürü biraz daha cazip gelmektedir.
- bir de şu mantık vardır vakıf üniversitesine dışarıdan bakanlarda: "parasıyla değil mi birader? basarsın parayı okursun..." afedersiniz ama en kibar ifadeyle bileğimi ıslatıp bu zihniyete şöyle şrrak diye "nah" çekmek istiyorum. bu kişiler(hocalardan bahsediyorum) işin parasında değillerdir ve gerçekten işini yapan gerçek profesyonellerdir. işi anladıysan kaptıysan geçersin yoksa repeat edersin. ee biz alışmamışız böylelerine garip gelir tabi.
- diğer taraftan devlet baba daha bir kucaklayıcıdır. hatasız kul olmaz der, belli bir aşamaya kadar tekrar bağrına basar seni. tam aksine vakıfta ise derslerden çakozladın mı bir anda dante nin inferno sunda bulursun kendini. biraz daha ciddidir herşey. hem maddi hem manevi... maddi; külfeti ağırdır dolarlar birer birer uçar gider. manevi; adamın mınakoyar bu durum. aileye anlatamazsın bursun gittiğini ya da - burs yoksa o daha da fena - bir dönem daha tekrar edeceğini...
- ister devlet ister vakıf, üniversite her zaman başkadır; okuyan adam onun ezikliğini yaşamaz ya da havasını basamaz. çünkü artık anlamıştır ki bir hayat var ve bu hayatı en iyi şekilde yaşamak, güzelleştirmek kendisinin elimde. çevresindekilerin birer birer iş bağlantıları kurup hayatını düzene sokması o öğrenciye de mahalle baskısı uygular. bundan dolayı eziklik yaşamak ya da hava atmak kişinin aklına gelemez bile.son sınıfa yaklaştıkça gamze'nin götündeki kotun levi's ya da guess olması birşey değiştirmez, berkcan'ın montunun tommy olması kimsenin sikinde değildir zira hayattaki öncelikler farklıdır artık.
önemli olan öyle ya da böyle mezun olup artık hayata atılmaktır. her iki gruptan da bir çok arkadaşım var. hepimiz aynı ortamda yetiştik sonra sağa sola dağıldık... kimisi özel firmalarda parayı kırıyor, kimisi anadolunun bir köşesinde deniz yıldızlarını kurtarıyor, kimisi bürokratlığa soyunmuş vs, vs...
yani şunu demek istiyorum: önemli olan adam olmak, gerisi tırıvırı.
haliyle bahsedilen durum ise içi geçmiş, ortada maydanozluk yapmak isteyen andaval tespitinden başka birşey değildir.
asıl sorgulanması gereken şudur: bunu ortaya atıp kendi mallığını gösterenlerin öğrenim düzeyi nedir?