inançlı kesimle, diğerlerinin arasının açılmasına paralel olay. Şöyle ki, ilkokuldan beri hatırladığım kadarıyla, sürekli dine inanmamanın sonuçlarından dem vurulur, bazı ahlaki açıdan yanlış şeylerin nasıl cezalandırılacağına dair şeyler işlenirdi. Ben de bu eğitimden geçtim, ailemde de genelde inançlı insanlar bulunmaktaydı. Özellikle internetin yaygınlaşmasıyla, bilgisayar başından çok fazla kaynağa ulaşınca dinle ilgili fikirlerim değişmeye başladı. Örneğin ilkokul din hocamızın şu sözleri dün gibi aklımda:
" Çocuklar bir insan alkollü içki içerken, eğer kalkıp şişeyi elinden alırsanız, imanınız çok kuvvetli demektir. Eğer ona hayır içmemelesin bu yanlış derseniz, imanınız kuvvetli ama bir öncekinden daha az kuvvetli demektir. En azından yüzünüzü ekşitip yaptığı şeyi tasvip etmediğinizi gösterirseniz o zaman imanınız gene var demektir. Bunu da yapmazsanız en azından kalbinizden yaptığının kötü birşey olduğunu geçirmeniz lazım. Eğer hiç birini yapmıyorsanız, imanınız yok demektir, ondan da Allah korusun."
Bunlar küçük bir çocuğun gözlerini fal taşı gibi açıp kelime kelime dinlediği birşeydi. Zira hayalimizde yukarıda dediklerini yapmadığımız da bizi cezalandıracak, yerlerden göklerden kainattan herşeyden büyük bir tanrıdan bahsediliyordu. Bunun yanında, "Horoz ötmesi kutsaldır, horoz melek gördüğü için öter namaza çağırır, eşek anırması kötüdür eşek şeytan gördüğünden anırır." şeklinde söylemlerde oldu etrafımızda. Lütfen kimse bu örneğe " Bunlar hurafe " diyip kestirip atmasın bunlar hadislerde de olan şeylerdir.
Aradan yıllar geçti, hepimiz farklı ortamlara, farklı okullara gittik. Ailelerimizin hayatı algılayışı, geçmişleri, ekonomik, sosyal yapıları hep farklı olduğundan değiştik. Bazıları yıllarca bize anlatılan dinin hiçte öyle olmadığına hüküm verdi, bazıları yukarıda anlatılan şeylere maruz kalan çocuk travmasından hiç kurtulamadı. Yıllar sonra gördüğü ilkokul arkadaşının " Ya aslında anlatıldığı gibi değilse ? " türü söylemlerini bile, dine hakaret saydı. Din hakkında, dinle paralel olmayan her söylem şeytanın marifeti karşısındaki de kıyamete kadar saptırabildiği kadar adam saptırmakla yükümlü şeytanın kontrolü altında biri olarak algılandı. Sonra buna bir de laik-müslüman türü tartışmalar eklendi ve ara açıldıkça açıldı. Aslında iki tarafında niyeti kötü değil ama arada uçurum seviyesinde bir iletişim sorunu giriyor.