önüne konanı tüketen gençliğin tabiatıyla düşeceği durumdur. şarkılar sadece avam, ortamda tüketilen aşka dairdir gibi düşünürler, zira diğerlerini seçecek, görecek tüketici becerisi ve istenci yokki, gelişmemişki. hal böyleyken internettende aynı çamuru alıp gene hamuruna katarlar.
o değil aşka dair şarkıya kurban olayım. son 5 yıldır şarkılar tek gecelik bir ilişkinin içeriğini dolduramayacak kadar yavan ve basirtsiz, hardcore sexe dair mnogoym. aşk şarkızı dediğin 70 lerde en son 80 lerde yazılmış, sonradan tektük arada çıkıyor artık. geri kalanı yatak yağlı güreşi spor bildirgesi tarzında aşk şarkıları, ajitasyonun testesteron veya östrojen aramolılarından hönkürmece gibi 2 farklı türde önümüze sunulan salak terkedilme şarkıları.
birde kadınların acınası beni terk ettin, sanki çokta s.kimdeydinvari ahmak şarkı klonları varki ruhumu acıtıyor. gülyüzlü aşkın dokunmaya kıyamadığı o güzelim lise aşkımı hatırlıyorum. o insanlıktan bir sayfa daha nasib aldığım kutsal kitabı. ağladığımı sızladığımı ve hatta haddimi bilmeyip, isyan ettiğimi. ama sonunda o merhamet etti yine bana.
2 saniye durup düşünemeyecek hayata transit insanların şarkı yazdığı zavallı dönem. mezbahadaki danalara, kümeslerdeki tavuklara bile dinlettikleri müzikler bizim dinlediklerimizden güzel.
bunu yazarken sertaptan unuturrsunu dinliyorum, bide bu kadın ayrı.
ayrıyeten nerde sevgilinin kokusundan bahsediliyor orda ayar oluyorum. ayağa indirmeyin lan şu kokuyu, kavramlaştırdınız güzelim iç güdüyü. o değil, onu kavramlaştırabilecek adam 100 yılda bir gelir biz sabrederiz bekleriz, sizde ar edep edininde susun.