sükunet.. salanın işitilip göz önünden kalkan tabutun yanaktan süzülen damlalar kadar gerçek olduğu bilindiği halde,
zihnin olmaması gerekeni idrak edememe , o dar soğuk tahta parçalarının içerisindeki hayatın tanıdık olmadığı zannı..
artakalanın en sessiz, çaresiz uğurlayışı gideni. yok oluş, başlangıç, tebdil-i mekan.. her neyse hakikati, o gri yağmurlu kareye
hiçbir renk sızamıyor.