(bkz: varoş kızlarımızın mide bulandırması)
daha çok bu arkadaşa ithafen yazılasıymış. kendiside ciddiye almaz eğlenirmiş bizim sinirlenmemize, bir psikanalize yatırsak kimbilir altından ne tramvaylar çıkıcak taa nerelere götürecek bizi bu tatminsizliklerle dolduğundan şüphelendiğim, ben dünyayı ciddiye almam, siz zavallılar ile eğleniyorum, öylesine iş yerindeki sıkıcı zamanlarımı geçiriyorum ayakları.
eğer yazdıklarının altını dolduracak birisiyse kendisine mustafa hakkında her şeyi bir daha izlemesini ve aşşağıladığı insanların damarına basmak için neden bu kadar dolduğunu anlamaya çalışmasını tavsiye ederiz. şaka maka insan gördüğüdür farkettiğidir içinde aslında. o varoşların paspallığı ve çirkinliği ile eşleşen bir şey olmasa içinde fark edemezdin gülüm, tıpkı gizli eşcinsellerin herkesi ibnelikle suçlaması gibi, içinde olmayanı fark edemez aslında kimse.
bırak bizi kardeşim, madem o kadar güzel senin hayatın, git mc donaldsdan kız kaldır, yoncaya ve dahi my love ru ya falan takıl rusca öğrenirsin hem, biz zavallılarıda burda kendi halimizde rahat bırak bi zahmet.
ama ne fayda, bunu okurken bile muhtemelen, kafasından geçen sadece kaç kelime harcanmış kendini nitelemek için, karşısındaki insan ne kadar zaman harcamıştır. onun derdindedir beyimiz. ne söylesek fayda etmez kafasındaki counter kelime saymaktan anlama varamaz hale gelmiş. kendine değer yükleme kaygısı cep telefonundan, ayakkabısından sıçramış ta içine, özüne kadar akmış garibimin.
yavrum buralar hep dedemin bahçeleriydi bir zamanlar ayaklarını bırak, nerden çıktığını biliyoruz, nereye gireceğini de, biraz sabred; üsluba gel, haya edinde, belki işin bitmeden evvel aynaya baktığında görebileceğin 3-5 kuruşluk yüzün arta kalır bu delilikten.