varoş kızlarımızın mide bulandırması

entry21 galeri
    15.
  1. suyu bulandırıp balıkların oynaşmasından zevk alan, kendi kendinin bu dünyada yapabileceklerine dair her hangi bir beklentisinin karşılık görmeyeceğinden emin olduğundan huysuz ve bencil bir çocuk gibi zırlayarak ilgi görmeyi uman, zavallı insanlardan birinin ortalığa bıraktığı naif kokulu bir entry ile karşı karşıyayız. dinde olsun, millette olsun, gelir kesiminde olsun, insanları sınıflandırmanın ve dahası faşizan bir tavırla bulundukları yerde olmalarından suçlamanın kesif kokusu değişmiyor. sanki iç organları çürümüş zombilerin osuruğu gibi hayattan soğutan bir koku.sözler ortaya sıçılmış ve hala sıcak, anlam yok ama, o her şeyden önce içinde olduğu bu sözcüklerden kaçarak uzaklaştı ve yerini bu kesif çürümüşlüğe bıraktı.

    bu koku ne marka deodorant sıksanız,hangi ırktan gelseniz, kaç kere zemzemle yıkansanız, ne yaparsanız yapın gitmez üzerinizden. bu koku ruhunuzun içinden çürümüşlüğünden gelmektedir, ve saldırır yaşama anlam dolu kelimelere ki kendi ile doldursun. çok olmak çoğalmak miktarın şanındandır onlara göre, ne kadar paran var, günde kaç rekat namaz kılarsın, anan baban ne kadar bilmemne ırkındandır, daha da daha derler, çok oldukça üredikçe niteliğinin tıynetsizliğini, çokluğun bu vasfı örter zannederler. mevlananın, yunusun, yusufun kuyularda çileye sabredebilmesi bu kokunun yokluğundandır. miskü amber ağusudur, öldürsede şan veren gerçek sevginin büyüsüdür, ama onlar bu insanları överken bile gözleriyle bakıp "ben ne kadar çok biliyorum" der aynı çokluğun anlamsız boşluğunu dimağlarından boşaltıp etrafa ağır bir yük yüklerler, gerçeğin hafifliğinden ve basitliğinden bi haberdirler.

    insanlığa bakıp küçük gören, hakir gören mel'un
    bre söyle çirkinlikten ötürü
    neden aynayı suçlarsın
    bir yol silkelen bir yüzüne bak
    aç aç armudun sapıynan oynarsın
    sen her yol küfrettin ki
    sebeb, güzellik yok der yanarsın
    güzellik içte yoksa göremezsin
    sen hep çevreye boşa bakarsın.

    kendi güzel söz söylemeyen
    sağırdır, neki güzel söz duya
    kendi gül bahçesine su vermeyen
    haketmez ki, bülbülün aşkına vara
    kendisi güzel gözle içten bakmayan
    göremezki, güzelliğin ne olduğunu bile
    bilede gelip burda bize anlata
    ki bizden de hoş karşılık bula

    bir de gelsinler böyle boş beyinle, böyle kokuşmuş sülük gibi bir ruhla size insan olmaktan bahsetsinler. okumayın siz okudukça bir bok olduklarını sanarlar zavallılar, belki ilgi görmezlerse yol izan öğrenirler dize gelirler.

    edit : birde bunlardan en kesif kokanı, insanların fukarağlığından, cehaletinden muzdarip olduğuna dışarı çıkamaz olmuşmuş, umuyorum olduğu yerde kalır dışarı çıkmaz. bize iç burkucu kokusunun sözleriyle geldiği kadarı yetiyor, birde varoşlarını , istanbulun sokaklarını çıkıpda kirletmesin aman.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük