olmasaydı sonumuz böyle

entry77 galeri video1
    12.
  1. Ahmet kaya'nın şarkıya çevirdiği yusuf hayaloğlu şiiridir.iki yorumda birbirinden güzeldir.

    sakin göllerin kuğusuyduk,
    salınarak suyun yanağında.
    ve okşayarak nilüfer saçlarını gecenin.
    sonumuzun adım-adım
    yaklaştığını görürdük...

    yarılan ekmeğin buğusuyduk;
    paylaşılan zeytin tanesinin,
    yüzümüze saldıran yağmur avanesinin.
    biz hep üşüyen burnumuzu
    avucumuzda hohlayarak yürürdük.

    hiçbir hesabımız yoktu kimseyle.
    hiçbir aykırı yanımız,
    hiçbir yalanımız...
    gözüm yaşarıyor,
    yüreğim kanıyor...
    olmasaydı sonumuz böyle!..

    biri, saksımızı çiğneyip gitti.
    biri, duvarları yıktı,
    camları kırdı.
    fırtına gelip aramıza serildi.
    biri, milyon kere çoğaltıp hüzünleri
    her şeyi kötüledi,
    bizi yaraladı...

    biri şarabımızı döktü,
    soğanımızı çaldı.
    biri, hiç yoktan vurdu,
    kafeste garip kuşumuzu!
    ciğerim yanıyor,
    yüreğim kanıyor...
    solmasaydı gülümüz böyle!.

    dağlarda çoban ateşiydik,
    sarmalayarak acı bir sevda masalını
    ve hıçkırarak
    hırçın rüzgârların kavalını...
    namlunun, bağrımıza
    sinsice sokulduğunu bilirdik...

    ceylanın pınara inişiydik,
    vedalaşan birkaç damla gözyaşının;
    tenine kan bulaşan
    o masum çakıl taşının...
    oysa biz dualarımızda hep
    birbirimizden daha önce
    ölmeyi dilerdik...

    bazı sorumluluklarımız vardı,
    hayata ilişkin.
    bazı basit sorularımız,
    anlaşılır bazı sorunlarımız...
    göğsüm daralıyor,
    yüreğim kanıyor...
    incinmeseydi gençliğimiz böyle...

    birer yolcuyduk,
    aynı ormanda kaybolmuş.
    aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe.
    hep aynı kaderde buluşurduk
    sevmeye tutuklu gibi...

    birer tomurcuktuk hayatın kollarında.
    birer çiğ damlasıydık,
    bahar sabahında,
    gül yaprağında...
    dedim ya,
    hiç yoktan susturuldu şarkımız!
    yüreğim kanıyor,
    yüreğim kanıyor...
    bitmeseydi öykümüz böyle!.
    0 ...