ülkeyi terk etme sebepleri

entry47 galeri
    29.
  1. başta söyleyeyim, ülkemi asla sorunları yüzünden terketmem. eskiden beri bu ülke sorunlarla, mücadelelerle var olmuştur; zira sorunsuz bir ülke bulmak imkansız. bazen olur deriz, ulan nasıl iştir bu diye kızarız, böyle sorun olmaz deriz, bir an kaçmak kurtulmak isteriz; fakat sonunda kabulleniriz, biz böyle varız, biz böyle tam oluruz, kaçarak değil. tamam hepimiz acı çekiyoruz, yıpranıyoruz, kafamız almıyor bazı şeyleri; ama sorunlardan kaçmak yerine hep birlikte mücadele ediyoruz, terketmiyoruz, bırakmıyoruz karanlıklara, kendimizce aydınlatmaya çalışıyoruz. sorunlar bunlar gerekli, elbette olacak, mükemmele ulaşmak için yırtındığımız yolda hatalar yapacağız; ama bazı insanların sorumsuzlukları gerçekten sinirimi bozuyor. artık dertler, tasalar değişmiş; kimse ülkesiyle ilgilenmiyor, kıyafetti, aşktı meşkti vs. vs. ikoncanların gazete sayfalarında yer almasıyla her şey açık değil mi(?) tek dertleri süs püs, kıyafet olan insanları görmek üzücü değil mi(?) hayır ne gerek var bu mallıklara, çok mu lazımlar sanki? eskiden insanlar devlet sorunlar için çırpınırken, tartışılırken, sonumuzun ne olacağı merak edilirken şimdi bunların yerini düşük zekalılar aldı. dünyada ve ülkede birşeyler ters gidiyor, eksiklikler oluyor, sonumuz mu yaklaşıyor bir ilgilen, bir düşün değil mi! sadece varsa yoksa kendisi olan insanlar görmek bu ülkede tahammülümü bırakmıyor. medeniyet bu değildir. medeni insan, sadece kendisini değil ülkesini düşünen, karşısındakini düşünen insandır; dur ben kendimi kurtarayım tavrındaki insan değil. herkes yok ben böyleyim, ben şöyleyim derdinde. bana ne ulan senden! maymunlar dünyasındayız resmen, kahkalar, şaklabanlıklar eksik olmuyor. biri doğru konuşuyor suikasta kurban gidiyor. illa herkes bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, ay ben karışmayayım başıma bela gelmesin, ay ben salak rolü yapayım paraları tırtıklayayım şeklinde düşünüyor. tabi herkes gibi bir genelleme yapmam yanlış, çünkü bazı insanlar var medeni olan. fakat üzülerek söylüyorum çevreme baktığımda, en yakın komşuma baktığımda, televizyonlara baktığımda o kadar çok boş iş, o kadar çok boş konuşan insan var ki... dinlerken zor dayandığımı, bu bunu bana niye anlatıyor diye kafamın almadığı, çok mu gerekli dediğim o kadar çok şey var. ayrıca bu ülkede boş konuşan yerine, akıllı konuşanın üstüne gidiliyor; ona boş konuşuluyor deniliyor. en akıllı laf edene eleştiriler geliyor, diğer salaklara çıt çıkmıyor, her an karşımızda car car konuşuyorlar, elimizden birşey gelmiyor. işte ben giderek artan bu aptallıklara tahammül edemeyecek bir duruma geldim; bir an önce başka bir ülkenin, başka başka insanların yaşamlarını incelemek istiyorum. bir tecrübe kazanmak, çıkarım yapmak istiyorum. düşünüyorum her yerde aptallıklar artıyor mu? ülke sorunlarına ilgisiz, tepkisiz kalan insanlar yüzünden mi daha da çok problem oluşuyor, daha çok çıkmazlıklara gidiliyor, daha az aydınlatılıyor, ülke sorunları yerine kıyafet sorunları tartışılıyor. hayatı recep ivedik olarak geçirmek isteyenlerin sayısı artıyor, recep ivedik karakterine hevesler artıyor, böyle bir insana hayran olunuyor. evet recep ivedik gibi bir karaktere bayılıyor insanlar, daha çok seviliyor, heves ediliyor. gerçekten ilginç!
    not: her ne olurda olsun yine terketmeyeceğim seni ülkem, yapılan tüm maymunluklara rağmen.
    0 ...