öyle kadınlar var ki; aynı anda hem muhterem, hem embesil olmayı başarabiliyorlar. bunun müsebbibi saflık olsa gerek.
genellikle haksız yere suçlanıp, iftira edildiği bir konuda sevgilisiyle tartışan ama kendini, zekası 56k çevirmeli modem gibi çalıştığı için savunamayan kadın, aniden okkalı bir tokatla yere kapaklanır. akabinde beş kardeşin acısıyla sürünerek gelip, tokat atan adamın ayaklarına sarılır ve 'bir daha vur, vurduğun yerde bülbüllerin öttüğü gül bahçesi biter' dercesine özürler diler. böyle bir mağduriyet altında, böyle bir davranış sergilemek için evliya olmak lazım.
bu devirde böylesi kaldı mı bilmiyorum, var olduğu söylense de şahsen inanmam. ama kadir inanır denince kadınları tokat manyağı yapan bu sahneler akla geliyor. ilginç olan, kadınların şiddetle karşı çıktığı bu muamele ile özdeşleşen sert ve mert adam kadir inanır'a olan olağanüstü hayranlıkları.
tasvip etmesek te bu durum; güçlü irade sahibi, dürüst, mert erkeğin attığı dayak, haksız yere bile olsa kadınlar tarafından 'yemeğe katılmış acı biber lezzeti' olarak kavranıyor olabilir mi diye aklıma bir soru getiriyor. hemen bir raid sineksavar sıkıp, bu kötü düşünceleri ortadan kaldırıyorum.